“UFUKTA İSYAN” VAR MI BİLMEM AMA BİLDİKLERİM VAR

0
blank

Sosyal patlamanın ya da isyanın geliyor olduğunu tahmin etmek için genelde siyaset ve ekonomi ile ilgili veriler referans alınır.

Siyasette yozlaşma ayyuka çıktıkça ve ekonomi de kötüye gittikçe siyasette değişim, “bu sefer olacaktır” diye tahmin edilir.

“Demokrasinin matematiği” ile “demografinin matematiği” mantık çerçevesinde olması gereken aynı sonucu vermeyebilir. Bu farklılık anlatılabilse de kabullenilmesi zor sonuçlar ve yorumlar doğurur.

Siyaset yoluyla hemen sonuç alınmasını bekleyenler için hayal kırıklıkları da bundan dolayı olur.  Demokrasinin matematiği özellikle küçük toplumlarda seçim sürecinde hemen etki etmeye müsait unsurlara açıktır. Demografinin matematiği ise biraz daha uzun vade ve daha derinden yavaş yavaş kaynayan üstü kapalı tenceredeki su misalidir.

Bunun için yalnızca siyasete bakmak, gelen “isyan rüzgârını” görememeyi ve boşa çıkan değişim umudunun hayal kırıklığını da birlikte getirir.

Değişim denen şey, yalnızca seçimden seçime mecliste oluşan “yeni” çoğunluğun oluşturduğu yasama gücü değildir.

İsyanın geliyor olduğunu önceden tespit etmekteki kritik nokta siyaset üstü tek başına anlamsız olan ham verileri belirlemek, gruplayabilmek ve yorumlayabilmektir. Nabız tutan objektif kamuoyu oluşturucularının yorumlarını da bu indikatörler ile birlikte değerlendirmek önemlidir.

Üst üste biriken çeşit türlü siyasi, ekonomik ve sosyal gelişmeler karşısında artık dayanamayıp risk alıp değişim isteyecek ve bir noktadan sonra arkasına dönüp bakmadan otoriteye karşı çıkıp ezber bozacak bir halk topluluğu ortaya çıkıyor mu diye anlamaya çalışılır.

Böyle bir yönelime statükoda ve devlette gücü elinde tutanların karşı çıkacaklarını bir kenara bırakın bir şeylerin geliyor olduğunu hissetseler de genelde inkâr ederler. Bu inkâr da onlara güvenip bel bağlayanlar için risktir.

Şartlar oluşur ama değişim denen şey mevcut siyasi kurumlardan gelmezse bunun “piknik ateşini” gün gelir birileri ya da masum bir olay alevlendiriverir.

Bilinçli ya da bilinçsiz bu “piknik ateşini” yakanlar da birilerinin “düğmeye basmasıyla” bunu yaptığı ile anılır.

Statüko aniden gelişen olaylar karşısında “birileri düğmeye” bastı diye hayali olup olmadığı tartışmalı adreslere gönderme yaparak bunu açıklamaya çalışır. Bu iddiada olanlar da genelde daha önce “düğme” olmuş olanların ta kendisi olur, ki trajikomik bir durumdur bu.

Hâlbuki sosyal patlamanın odağında halkın artık önlenemez değişim ihtiyacı ve bunun için alacağı risk vardır.

Konu düğmeye başkalarının basmasıyla ilgili değildir.

Gücü elinde bulundurmanın verdiği kibrin etkisiyle statükonun temsilcilerinin halk ile ilgili öngörüsüzlüğüyle ilgilidir. Kötü yönetimden kötülüklerin yönetimine geçmekle alakalıdır. Suyun kaynayarak 99 dereceye kadar gelen hali ile bir derece sonraki itici güce dönüşen halinin çok farklı olduğu gibi.

Kötü yönetim ve adaletsizlik karşısında toplum her seferinde kaynama noktasına gelip biriken basınç bir şekilde boşa alındıkça aslında mağlup olmaz.

Tam aksine bir sonraki mücadelede karşılaşacaklarına karşı aşılanmış ve daha da güçlenerek patlama noktasına daha da güçlü geliyor olur. Bir de biriken toplumsal basıncı kutuplaşma ile seferberlik havası yaratıp bertaraf etmeye yeltenenler olur ki o zaman mevsimler bile şaşar. İlkbahar değil karakış olur.

İsyana dayalı değişim hangi sebeple ne zaman eyleme dönüşür bilinmez.

Bilinen o ki, isyanın öncesine dayanan bir ömrü vardır. İsyanın bilinen bir diğer tarafı da bu bilinmezliğidir.

Bu da çoğu zaman olan olduktan sonra anlaşılır ve hep bir ağızdan belliydi olacağı denir.

Bunun için bunun geliyor olduğunu görememek fiili durumun devamında çıkarı olan için risktir.

Bu süreç ne kadar uzun sürerse demokrasi, özgürlükler, devlet kurumları, ekonomi ve daha da önemlisi toplumun mozaiği o kadar büyük zarar görür. Ortaya çıkan tablo bir bakarsın bildiğimiz “Kıbrıs sorununa” farklı bir boyut kazandırır. Bunun için demokrasi kadar demografinin matematiği ve değişim hızı da “ufukta isyan var mı” diye ufuk turu atarken önemlidir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz