TÜRKİYE, AB’NİN BEKLENTİLERİNİ NASIL KARŞILAYACAK?

0
blank

Son rakamlara göre Türkiye-AB ticaret hacmi 200 milyar dolara yükseldi. Avrupa Birliği ülkeleri, açık ara Türkiye’nin en büyük ticaret ortağıdırlar. İhracat varsa, AB ile ilişki olduğu için var. 2022 yılı rakamlarına göre Türkiye, 364 milyar dolarlık toplam mal ithalatının 93 milyar dolarlık kısmını da (%25,6’lık pay) AB’den gerçekleştirmiştir. Almak istediği mallar için de en uygun tedarikçinin AB olduğu anlaşılmaktadır.

Türkiye ekonomisinin emanet edildiği Mehmet Şimşek, geçtiğimiz günlerde iş insanlarını uyardı ve “iç pazar daralacak, kendinize ihracat kapısı arayın” dedi. Bu uyarı dar gelirlilerin ezilmeye devam edeceği mesajını içerdiği gibi ihracat pazarlarının önemini de anlatıyor. Türkiye için ihracat önemli ve birinci ihracat pazarı AB ülkeleri…

Belki de bu nedenle, aynı Mehmet Şimşek, Avrupa Birliği tarafından yayınlanan Türkiye raporunu olumlu bulduğunu da duyurdu. Raporda, Türkiye ile gümrük birliği anlaşmasını yenileme hedefi var ya; sanırım buna büyük önem veriyor.

AB Türkiye Raporu’nun bütün bu ekonomik ilişkileri Kıbrıs sorunundaki Türk politikasının değişmesine bağlayan bir havası da var. Raporda, Türkiye-AB ilişkilerinin kırılganlığı özellikle Kıbrıs sorununun varlığı ile izah ediliyor.

blank
BAĞLANACAĞIZ DA NASIL BAĞLANACAĞIMIZ ÖNEMLİ… AB BUGÜNKÜ TÜRKİYE İLE BAĞLANMAYI KABUL EDECEK Mİ?

“Türkiye’nin Kıbrıs meselesindeki tutumu ve Ada için ‘iki devletli çözüm’ü yüksek sesle desteklemesi büyük bir zorluk teşkil ediyor” denilerek Türkiye’nin diğer sorunları sıralanıyor: “Türkiye’nin bölgesel çatışmalarda askeri yollarla verdiği destek ve Hamas’a ilişkin görüşleri, AB’nin tutumuyla çelişiyor. Ayrıca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanmaması da dahil olmak üzere, iç hukuktaki insan hakları ve hukukun üstünlüğüne ilişkin mevcut durum nedeniyle, AB-Türkiye ilişkilerinde aşılması gereken pek çok engel olduğu açıktır.”

Yine de umut var tabii… Raporda, “Tek taraflı eylemlerden kaçınarak, Kıbrıs meselesi de dahil olmak üzere diyaloğu iyi niyetle sürdürmek, daha işbirlikçi ve karşılıklı yarara dayalı bir ilişkinin gelişmesine imkân verebilir” deniyor.

Bir de insan hakları ile ilgili sorunlar var tabii… Onları da unutmamak gerekiyor.

Döndük dolaştık, aynı yere geldik!

Bilmem ki şimdi ne olacak? “Kıbrıs sorununa iki devletli çözüm bulma” söylemi ve hedefi rafa mı kalkacak; yoksa AB’ye “Kalsın! Biz ihracat da istemeyiz, diyalog da” mı denecek.

İş insanlarına “ihracat için ileri” diye komut veren Mehmet Şimşek’e göre bu rapor, hem “memnuniyet”, hem de “cesaret” vericiymiş… Şimşek’in dışında bu raporu “cesaret verici” olarak değerlendiren olacak mı?

Bilmem ki neler olacak? Erdoğan, ne diyecek ve acaba kimden vazgeçecek? Şimşek para bulmak için Afrika turuna mı çıkacak; yoksa çanak Tatar’ın başına mı kırılacak?

Bekleyip göreceğiz tabii ama enteresan şeyler olacağını şimdiden söyleyebiliriz.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz