SU VAR; ŞEBEKE YOK!

0
blank

Sonunda su meselesi yeniden hortladı. Yıllarca su yetersizliğinden şikâyet edip duruyorduk. Kendimize göre büyük bir metropol saymamız gereken Lefkoşa’nın halkı su almak için Dikmen tepelerine ve Ağırdağ eteklerine kadar gidiyor; evlerine bidonlarla su taşıyorlardı.

Sonunda Türkiye’den boru döşendi, bidonlarla su taşıma da sona erdi. Bu proje, dünya için olmasa bile bizim için gerçekten “asrın projesi” oldu.

Şimdi bol miktarda suyumuz var. 70 milyon metre küp suyun önemli bir bölümü hala kullanılamıyor ama… Başta Lapta-Alsancak Belediyesi olmak üzere bazı belediyeler hala susuzluk çekiyor. Bafra Turizm Bölgesi’nde de yeterli su yok! Yerleşim yerlerine taşınacak su için belediyelerin talepleri göz önüne alınmış ve borular döşenmişti. Şimdi o şebekenin yetersizliğinden söz ediliyor ve 200 km daha boru döşenmesi için çalışılıyor. Bu arada bazı belediyeler, DSİ’den aldıkları suyu takviye etmek için yeni kuyular açıyorlar ve yeraltından su çekmeye çalışıyorlar.

Bu arada önemli miktarda su, Türkiye’den getirildikten sonra denize akıtılıyor. Bunun başlıca nedeninin yetersiz projelendirme olduğunu biliyoruz. Sunun getirilmesi on yıllar aldığı halde bu süre içinde yeterli su şebekesi inşa edemedik. Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın geçen hafta gerçekleşen ziyaretinde su alt yapısını güçlendirecek projelerin konuşulmaya devam ettiğini anlıyoruz. Türkiye’den Kıbrıs’a deniz altından veya ortasından gelen borular döşendi ama biz KKTC’yi borularla döşeyemedik; hala daha çalışıyoruz.

blank
Dünyanın en akıl almaz durumuna böyle düştük: Denize boru döşedik ama karaya döşeyemedik.
…………………………………………………………………….

Türkiye’den denize döşenen borularla su getirilebileceği anlaşıldığı zaman, bütün Kuzey Kıbrıs’ta yekpare bir su politikası uygulanması, kuyulardan çekimin minimize edilmesi, yağmur suyunun barajlarda toplanması, atık suların arıtılarak tarımda kullanılması konuşulmuştu. Şebekede devamlı ve sabit basınçlı su olacağından ev ve işyerlerindeki depoların ve elektrik motorlarının kaldırılmasıyla birlikte görüntü ve ses kirliliğinden, önemli bir giderden kurtulabileceğimizin hesapları yapılmıştı. Hesaplar yapıldı ama işler yapılmadı! Başta belediyeler olmak üzere çeşitli kesimlerin sudan sağladıkları kazançlar kesilmesin ve suya bağlı fırsatlar değerlendirilerek değişebilecek yaşam tarzı ile mevcut düzen değişmesin diye bin bir dereden su getirdik ve su sisteminin değişmesini engelledik.

Bütün Kuzey Kıbrıs’taki konut ve işyerlerinde kullanılan 500 bin adet su pompalama amaçlı elektrik motorunun her birinin ayda 75 kw elektrik kullandığı ve bunun bedelinin de 250 TL olduğu varsayılırsa bu motorlardan kurtulmanın aylık 3 milyon 750 bin kw/s’lık ve 125 milyon TL’lik elektrik tasarrufu demek olduğu iddia edilebilir. Dudak uçuklatacak bir rakam, değil mi? Apartmanlarda veya sitelerde dinmeyen motor gürültüsünden kurtulmak da cabası…

2015 ve 2016 yıllarında konuşulan proje uygulanabilse bambaşka bir hayatımız olacaktı. Şimdiki durumda su sorunu hafifledi belki ama hala daha çözümlenmiş değil.

Hey gidi günler hey! Neler konuştuk neler!

Şimdi artık o ateşli tartışmadan da eser kalmadı. Konuştukça konuştuk ve ancak bir arpa boyu yol gidebildik!

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz