“MİLLİ” DEDİKLERİ BUNLARSA ASIL ŞİMDİ YANDIK DEMEKTİR!

0
blank

25 Aralık’ta muhtar, aza, belediye başkanı ve belediye meclis üyelerimizi yenilemek için sandık başına gideceğiz. Anayasa çiğnendi, “reform yapacağız” denilerek aklımızla dalga geçildi ve bugünlere geldik… Ama geldik! Günün sonunda Anayasa Mahkememiz de seçimlerin 25 Aralık’ta yapılmasında bir sakınca görmediğine göre bu seçimleri en demokratik şekilde yapmak, “yoldan çıkmış” olan yerel demokrasimizi tekrar yoluna koymak hepimizin çıkarınadır.

Çok sayıda adayımız, toplumsal yönetim organlarının belli bir kademesinde görev almak için başvuru yaptılar. Kadınlar ve erkekler… Gençler ve yaşlılar… Partililer ve bağımsızlar… İddialılar ve iddiasızlar… Söylenecek sözü olanlar… Çok güzel anlar yaşadık; fotoğraflar gördük.

Biz bu deneyimi ilk kez yaşamıyoruz zaten. Biz, daha İngiliz yönetimi altındayken bile yaşadığımız benzer deneyimler ile “siyasi bir varlık” haline geldik. “Siyasi bir varlık” olduk, Kıbrıs’ın Yunanistan ile birleşmesine itiraz ettik; Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşuna katıldık; kurucu haklarımızın çiğnenmesine müsaade etmedik ve bugünlere uzandık…

Şimdi yeniden sandık başına gideceğiz ama yaklaşmakta olan seçimlerin “yerel” değil, “milli” olduğunu ileri sürenler var. Adaylar, “milli” baskı ve vaatlerle yeniden şekillendiriliyor. Hevesli insanların seçmenin karşısına çıkarak boylarının ölçülerini almaları “milli” dedikleri gerekçelerle engelleniyor. Yerel seçimler, yerel olmaktan çıkarılıp ille de “milli” hale getirilmeye çalışılıyor.

Elbette her şeyin bir “milli” tarafı vardır. Türk’üz, Türkçe konuşuyoruz ve kendimizi Türk ulusunun bir parçası olarak kabul ediyoruz. Yerel seçimler pek çok devlette milli olmaktan çıkarılmış olsa bile henüz o durumda olmadığımızı da biliyoruz. Yerel seçimlerde oturma izinli yerleşiklerimizin oy kullanmasına bile olanak sağlamıyoruz. Ama seçilmek için heves etmiş KKTC yurttaşlarına arazi veya makam vaat ederek onları adaylıktan vazgeçirmek “milli” değildir; Türk milletinin fıtratında böyle bir şey yoktur! Aday olmaya soyunduktan sonra elde edilen bir menfaat karşılığı adaylıktan vazgeçmek de “milli” sayılmaz; bu davranış, Türk insanının adetleri arasında yer almıyor! Türk milleti bu değildir.

Bunları bize layık gördükleri yetmezmiş gibi, bütün bunların “milli” olduğunu ileri sürerek aklımız ve bilgimizle alay etmeye de kalkışıyorlar. Ne bu davranışlar millidir; ne de Kıbrıslı Türklerin mensubu olmaktan gurur duydukları Türk milleti böyle özelliklere sahiptir!

Sorun, bu tür davranışları “milli” addedip bize dayatmaya çalışanların kendileridir. Gücü bir şekilde ellerine geçirmişlerdir; onu hoyratça kullanmanın yolunu, bütün olumsuzluklara birer “milli kılıf” uydurmakta görüyorlar.

Bunlar gerçekten sadece kılıf! Nereye kadar gidecek bilmiyorum ama bu yaptıklarının “milli” olmadığını ve bu dönemin de eninde sonunda biteceğini herkes gibi ben de biliyorum.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz