KIBRIS SORUNU’NUN TATLI YANI

0
blank

Güney Kıbrıs’ta çalışanlar, Başbakan Tatar’ı ziyaret ederek işlerine gidebilmeleri için bir yol bulunmasını talep ettiler. Bu talebi, “Güney Kıbrıs ile irtibat kurulması gerekmektedir. Sağlık Bakanına yetki verdim”diye karşılayan Tatar, hemen ardından Özersay’ın da Birleşmiş Milletler aracılığıyla Güney Kıbrıs yetkilileri ile temas kurabileceğini ifade ederek topu Dışişleri Bakanlığı’na pas etti. 

KKTC Dışişleri Bakanlığı’nın Birlemiş Milletler aracılığı ile Rum makamları ile kurduğu temas,Kıbrıs Türk ve Rum tarafları arasındaki en eski ve en etkili iletişim kanalıdır.Karpaz’daki Rumların sorunları, Pile’nin meseleleri gibi sorunlar bu kanal üzerinden kurulan iletişim ve sürdürülen dolaylı müzakereler ile çözümlenmeye çalışılır.

Rum tarafı ile temasta kullanılan bazı teknik komiteler de vardır. Ada üzerindeki hayatı kolaylaştırmak için belli konularda çalışmak üzere 2008 yılında Talat ve Hristofias’ın kararı ile kurulmuşlardır.

Kültürel Miras Komitesi, Rum tarafı Kuzey’deki Hristiyanlık abidelerinin bakım ve restorasyonuna önem verdiği biz de buna engel olmadığımız için iyi çalışıyor.

Suç ve Suçla İlişkin Konular Komitesi, Rum tarafının iadesi talep ettiği bir zanlı Kuzey’e kaçmışsa çalışır; aksi takdirde çalışmaz.

Özellikle yangın konusunda çalışması beklenen Kriz Komitesi ise hiç çalışmadı galiba… Sağlık Komitesi’nin salgında bile pek bir işe yaramadığı görüldü…

Lefkoşa belediyelerinin de teması var… Lefkoşa İmar Planı’nı ve kanalizasyonu ortak olarak yapabilmişlerdir.

İhtiyaç varsa temas da vardır.Temel olan hayatın size dayattığı sorunlara çözüm bulmaktır.

HANGİ YOL MÜBAHTIR?

Rum tarafı ile temaslarımız bu çerçevede akıp giderken Kuzey Kıbrıs’ta yine bir “yetki tartışması” yaşanmaya başlandı. Akıncı, Sağlık Bakanlığı’nın Rum tarafı ile temas etmesinin “pratiğinin olmadığını”ve İki Toplumlu Sağlık Komitesi’nin varlığını hatırlatmak ihtiyacı hissetti. “Bu iş, hükümetin değil, bizim işimiz”anlamı taşıyan dünya kadar söz sarfetti. Tam seçim üstü, Cumhurbaşkanlığı’nın “Güney ile temas noktası” özelliğini kaybetmesinden korkuyor anlaşılan.

blank
ÖZERSAY-ANASTASİADİS: Kıbrıslı Rum liderin bir bakanımız ile görüşmesi Cumhurbaşkanı’nı oldukça öfkelendirmişti. Kıbrıs sorununun sağladığı “Rum tarafı ile görüşme ayrıcalığını” kaybetme telaşı…

Yine iki başlılık konusuna geldik işte… Yine geldik, Kıbrıs sorununun bize dayattığı Anayasa dışı oluşuma…

KKTC Anayasası, yürütme yetkisini hükümete vermiştir. Sağlık konularında Sağlık Bakanlığı; dış ilişkiler konusunda Dışişleri Bakanlığı var. Rum tarafı ile sağlık konusunda temas yapılması gerekiyorsa, Dışişleri Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı’nın devrede olması doğaldır. Paylaşacağınız bilgiler de zaten Sağlık Bakanlığı’nın kontrolündedir. İki Toplumlu Sağlık Komitesi devreye konulacaksa, bunun da bir “yetki gasbı”şeklinde olmaması da zorunludur. Zaten sonuçta alınacak kararı uygulamak veya uygulamamak hükümetin yetkisindedir.

İŞLEV KAZANMA GAYRETİ

Hatırlardadır… Yakın geçmişte, suçluların iadesi konusunda Cumhurbaşkanı Akıncı ile Dışişleri Bakanı Özersay arasında da benzer çekişmeler yaşanmıştı.Özersay, şimdiye kadar hiçbir bakanın yapamadığı bir şekilde Kıbrıslı Rum lider Anastasiadis ile buluştuğu için adeta suçlu ilan edilmişti.

Akıncı’nın hükümet üyelerinin bu tür temaslarına bir refleks olarak gösterdiği tepki, “işlevsiz kalma” endişesini yansıtmaktadır.İşlevsiz kalırsa, halktan oy isteme gerekçesini kaybedeceğini düşünüyor olmalıdır.

Bu endişe ile olsa gerektir, Başbakan Tatar’ın yaklaşımına tepki gösterme önceliğini Rum tarafına bırakmayıbile düşünmedi. Rumların ne tepki vereceğini görmemize bile olanak vermeden kendi tepkisini ortaya koydu veÖzersay-Anastasiadis görüşmesi gibi bir “bir kazayı”önlemek için gayret gösterdi.

KKTC’deki iki başlılığın bizi getirdiği durum işte budur…Cumhurbaşkanı’mız “Kıbrıs sorunu” denen kırk başlı canavarın kendine verdiği olanakları terk etmemek için mücadele etmektedir!

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz