İTİRAF GİBİ AÇIKLAMALAR: ERDOĞAN ÇIKIŞ YOLU ARIYOR!

ERDOĞAN, TÜRKİYE'Yİ ŞİMDİKİ GİBİ YÖNETEMEYECEĞİNİ ANLAMIŞ OLMALI Kİ YENİ YÖNTEMLER ARIYOR. ORTAMI YUMUŞATARAK ARAYIŞINI RAHATLIKLA SÜRDÜRMEK OLANAĞINI YAKALAMAYA ÇALIŞIYOR.

0
blank

Tuğrul Türkeş, Osman Kavala meselesinin iç hukuk yoluyla halledilerek Türkiye’nin uluslararası baskıdan kurtarılmasını istemeyenlerin neyin peşinde olduğunu merak ediyormuş…

Abdülkadir Selvi ise Kavala meselesinin yeniden yargılama ile çözümlenmesinin iyi olacağını kamuoyuna benimsetmeye çalışıyor. Kavala’nın avukatları, yeniden yargılama için başvurdular zaten… Yargılansın, beraat ettirilsin ve bu iş de bitsin, gitsin!

Tuğrul beyin babası Kıbrıs’tan gitmedir. Kendisi bir süre KKTC’den sorumlu bakanlık yapmıştır. Bizi biraz olsun tanımışsa Kıbrıslıların bu tür yaklaşımlara, “Oldu guzzum!” diye karşılık verdiğini biliyor olmalıdır.

Oldu guzzum! Bunca yaşanmışlık, “yeniden yargıladık ve beraat etti” denerek unutturulmuş olacak öyle mi?

Sorun sadece Kavala değil ki! Hak ve demokrasi savaşçısı Osman Kavala, hukuksuz bir şekilde tutuklu yaşatılması nedeniyle hukuksuzluğa karşı mücadelenin sembolü haline gelmiştir ama Türkiye hapishanelerinde onun gibi hukuksuz bir şekilde cezalandırılmış binlerce insan vardır. Salahattin Demirtaş daha geçen gün bir suçlamadan beraat etmiştir ama hala hapistedir; ne ile suçlandığı bile bilinmemektedir. Kanun hükmünde kararname ile işinden aşından edilen binlerce insan vardır. Polis terörü ile öldürülen çocukların hesabı verilmemiş; var olan kanunlar bile hayata geçirilmemiştir. El konular şirketler; yağmalanan kamu kaynakları vardır. Tarikatlar ve şeyhler belediyelerin batırılması pahasına mali olarak desteklenmiş, on binlerce mürit beslenmiştir.

Bütün haksızlıklar ve hırsızlıklar, bir iktidar projesi olarak uygulanmıştır. Terör var, denilmiş; ana muhalefet partisi ve lideri bile “terör destekçisi” olarak lanse edilmiş; faşist bıyıkları ile taraflarını açıkça belli eden polisler halkın üstüne sürülmüştür. Türkiye yönetimi, diktatörlüğe dönüştürülmüştür.

Şimdi yumuşama zamanıymış! Zerdüşt, böyle buyurdu! Aynen daha önce olmasını beklediği gibi O’na itaat edilmesi ve herkesin yumuşaması gerekiyor, öyle mi?

  • Yeni anayasa yapılacak: Başkanlık sistemi yeniden şekillendirilecek. Belki de sorumsuz ama yetkili bir başkanlık makamı icat edilecek ki siyasi sorumluluklar ve suçlar başkalarının üstüne atılabilsin.
  • Kavala ve daha başka bazı popüler tutuklular “mahkemelerimiz çalıştı” denilerek serbest bırakılacak. Zavallı Avrupa, “Türkiye demokrasiye ve hukuka dönüş yaptı” diyerek alkış tutacak; demokrasi geri gelmiş olacak!
  • “Maarif modeli”, eleştirilerek olsa bile kabullenilecek. Değerler eğitimi başlayacak; evrim unutturulacak, gökten zembille indiğimiz kabullenilecek; “her şey Allah’tandır” denilerek kaderimize razı olacağız!
  • “Enflasyon ile kalkınma” vaazı verdikleri unutturulacak, enflasyon ile mücadele edilecek diye fakirler alabildiğine ezilecek, kamudan beslenenlerin ihtişamı devam ettirilecek. Haksız kazançlar herkesin yanına kar kalacak!

Yaşadıklarından gerekli dersi çıkarmayan hiçbir topluluk, gelişmeye devam edemez. Türkiye’de kendisine “aydın” denilmesini isteyen herkes şu soruyu yanıtlamak zorundadır: Biz bu hale niye düştük? Bu soruya yanıt verilecek ki ilerleme devam edebilsin…

İşte size ip uçları…

  • Enflasyon ile mücadele etmediklerini, tam tersine körüklediklerini Erdoğan her şekilde söylemiyor mu? Şimdi bunun tersi yapılacaksa, enflasyonla kalkınma olabileceğine inanmayanlar yapacak.
  • Şimdi artık Türkiye siyasetinin yumuşamaya ihtiyacı olduğunu söylerken Erdoğan, gerilim siyaseti güttüğünü bizzat itiraf etmiş olmuyor mu? Yumuşama olacaksa, yumuşak toplumsal ilişkileri daha baştan savunanlar göreve geldiği zaman olacak.
  • Kavala ve Demirtaş da dahil olmak üzere binlerce kişiyi hukuksuz olarak ve senelerce hapiste tuttuklarını kabullenmiş gibidirler. Hakimler de dahil bu kararları verenler, bunun bedelini ödeyecek; bundan sonra böyle kararlar verilmemesi gerektiği anlaşılmış olacak.

Türkiye’de bile geçerli olması gereken temel hak ve hukuk ilkeleri çiğnenmiştir. Ekonomi, bilimsellikten uzaklaşarak yönetilmiş ve bir soygun düzeni inşa edilmiştir. Bütün bunlar bilerek ve isteyerek, zenginleşmek ve iktidarda kalabilmek için yapılmıştır. Bütün bunların hesabı sorulmadan, bunların neden yaşandığına ilişkin gerekli dersler çıkarılıp bu dersler önemli bir miras olarak gelecek kuşaklara aktarılmadan birileri yumuşama istediği için yumuşama mı olacak?

Erdoğan istedi diye yumuşama olmaz! Erdoğan için “sivil anayasa” da yapılmaz!

Yapılamaz ve olamaz!

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz