“GİT BE İŞİNE” DEMEYELİM Mİ YANİ?

0
blank

Küfreden değil, küferedilen taraftayım sanırım… Az da olsa küfredenim vardır!

Küfrü severiz aslında; küfürbazlar kralı Neyzen Tefik’in şiirlerini bayıla bayılan okuruz:

“Kime sordumsa seni doğru cevap vermediler; 

Kimi alçak, kimi hırsız, kimi deyyus! dediler… 

Künyeni almak için, partiye ettim telefon: 

Bizdeki kayda göre, şimdi o mebus dediler!..”

Bütün milletvekilleri toplanıp, “Neyzen bize alçak, hırsız ve deyyus” dedi diye dava açsalar bari…

SOSYAL MEDYA VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ

“Küfür” dediğiniz şey, çoğu zaman kendimizi kısa yoldan ifade etmenin aracıdır; bazı durumlarda, en iyi şekilde ifade etme sanatıdır…

Şimdi Neyzen’in zamanında değiliz; sosyal medya çağında yaşıyoruz… Kısa yoldan sosyalleşmek için küfür sallamak kadar mesaj yollamak da mümkündür. Üç-beş kelimeyle sosyalleşmeye, kendimizi belli etmeye çalışıyoruz. Ciddi bir siyasi yorumun altına, “git be işine, seni da gördük” diye not düşerek siyasi tavrımızı ortaya koyabiliyoruz. 

Bunu araba kullanırken bile yapanlar olduğundan şikayet edip duruyoruz zaten… O durumda daha fazla yazacak halleri de yoktur sanırım.

Emoji de var:Bir gülücük, iki öpücük sempatinizi ifade etmek için yeterlidir. Küfür yerine kullanılacak emojiler de olmalıdır! 

Bütün bunlar küfrün bir ihtiyaçtan doğduğunu anlatmaya yeterlidir.

Kamusal roller üstlenmeye aday olanlar, hicivin veya küfürün hedefi olmayı da göze almalı ve hoşgörü ile karşılamalıdır.

TARTIŞMA VE DEMOKRASİ

Ama buna “demokrasi” denemez tabii… 

Hoşgörü, hicive ve hatta eleştiriye aldırmazlık boyutuna vardığı zaman demokrasi dediğiniz şey de güme gider… 

Eğer demokrasi halkın kendi kendini yönetmesi demekse, akıl yürütmeye, yeni argümanlar geliştirmeye ve olayları neden-sonuç ilişkisi içinde değerlendiren bir tartışmaya ihtiyaç duyar. Bu tartışma sonunda, coğunluğun makul ve uygulanabilir bulduğu görüşleri temsil edenler yönetim erkini üstlenmeli, başarılı oldukları oranda iktidarda kalırken muhalif olanlar yeni görüşler geliştirmek ve iktidarı devralmak için çalışmalıdır.

Elbette böylesine ideal bir demokrasi, farklı olgularla sürekli olarak zedelenir: Manipülasyonlar; gündeme hakim olma teknikleri; bilgi saklama yöntemleri; aidiyet oluştuşturmaya yarayan duygusal yaklaşımlar… Siyasal iletişimciler, demokrasinin ideal şekli ile hayata geçmesinden daha çok, bunlarla ilgilenirler…

KKTC’DEKİ DEMOKRASİ

Soruna böyle bakınca, biraz küfürbaz olan ve halkın tepkisini çeken yaklaşımlara karşı çıkmak, başlı başına bir demokratlık göstergesi sayılamaz. Bu da, bir “halkla ilişkiler ameliyesi”olarak değerlendirilmelidir. 

Bunun son örneği, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın açıklamasıdır. Mehmet Ali Talat’a yönelik küfürbaz yaklaşımlar görmezlikten gelinmiş ama Ulaş Gökçe’ye yönelik hakaretamiz paylaşımlar kendi hadef kitlesinde de rahatsızlık yaratma olasılığına karşı kınanmıştır…

Şirin görünmek için yapılan açıklamalar bunlar…

Oysa Cumhurbaşkanı, demokrasinin temeli sayılan tartışmalara katkı koymaktan ısrarla kaçınmaktadır:

  • Kıbrıs sorununun çözümlenmesi için ne yapabileceğini açıklamayalı yıllar oldu. Borell’in KKTC’ye geçip kendisi ile görüşmemesini kınamak yetmez tabii… Ne olacak ki, Annan Planı’na ‘hayır’ diyen Rumlar, yeni bir anlaşma taslağına ‘evet’ diyecekler?
  • Türkiye ile ilişkilerini düzeltmek için ne yapacak? Bir şey yapacak mı, yapmayacak mı?
  • Ekonominin büyütülmesini, halkın daha iyi yaşamasını istediğine kuşkumuz yok da bunun için gerekli olan yapısal reformlara destek verecek mi? Halkın karşısına çıkıp, kamu gelirlerinin % 85’ni kamu personeli için harcamaktan vazgeçmemiz lazım diyecek mi; demeyecek mi?

Cumhurbaşkanı Akıncı’nın muhatap olmaktan kaçındığı bunlar gibi daha onlarca soru vardır…

“Lokmacı kapalıyken Yeşilırmak kapısı niye açıldı?” veya “Güney’den Kuzey’e geçişleri keyfi olak engellenen AB vatandaşları için ne yapacağız?” gibi daha güncel sorular da sormak da mümkündür. Akıncı, bu tür soruları da görmezlikten geliyor; açıklama yapmıyor, tartışmaları öldürmeye çalışıyor.

O zaman da demokrasi olmuyor ama…

Siz de demokrat olmuyorsunuz!

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz