GERÇEĞE DÖNÜŞ: ARTIK KARIŞMASIZ SEÇİM YOKTUR; OLMAYACAKTIR!

0
blank

Geçen günkü alem neydi öyle? 

ABD Başkanı Trump, İsrail ve Sudan başbakanları ile telefon görüşmesi yaparken ABD seçimlerindeki rakibi hakkında ileri geri konuşmuş ve İsrail Başbakanı Netanyahu’ya “uyuşuk Joe” diye andığı rakibi Biden’ın “başardıkları işi” yapıp yapamayacağını sormuştu. Masasında oturmuştu; kabine üyeleri etrafında el-pençe ayakta bekleşiyorlardı; Dışişleri Pompeo alkış da tutuyordu galiba… İsrail ile Sudan arasında imzalanması beklenen normalleşme anlaşması, Amerikan seçim masasına meze yapılmıştı. Bu mezenin tadı, elbette Amerikan seçimlerinde önemli bir rol oynayabilecek olan Yahudi topluluğunun gücünden geliyor.

blank
SUDAN ETKİSİ: Trump, ABD seçimlerini kazanabilmek için bir “Sudan etkisi” yaratmaya çalıştı. Bu çaba basının güzünden kaçmadı.

Fransız Cumhurbaşkanı Macron da Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ile dalaşmaya önem veriyor. Bu çatışmanın nedeni, Macron’un Fransa’daki Ermeni topluluğunun ve radikal hıristiyanların gücünü arkasına almak istediğinden başka bir şey değildir…

“Lider” diye andığımız insanlar yeniden seçilebilmek için ellerinden gelen herşeyi yapıyorlar. Başkaları da yapıyor… Seçtirmek veya seçtirmemek için…

Rusya’nın dört yıl önceki ABD seçimlerine internet üzerinden müdahale ettiği çok konuşulmuştu. Rusya bunu reddetti ama bu işlere karıştığı bilinen Cambridge Analityca isimli İngiliz şirketi dükkanını kapatarak ifalasını istemek zorunda kaldı.

Benzer müdahaleler şimdi de konuşuyor. Amerikan Federal Haber Alma Bürosu (FBI), daha geçen hafta, İran ve Rusya’nın Amerikan seçmen listelerini elde ettiğini açıkladı. Ulusal İstihbarat Direktörü Ratcliffe, “Gururlu Çocuklar” adı altında İran tarafından gönderildiğini iddia ettiği yanıltıcı e-maillerin, “seçmenleri korkutmak, huzursuzluk yaratmak ve Başkan Trump’a zarar vermek” amacı taşıdığını söyledi.

Belki de doğru değildir. Belki de esas amaç, Trump’ı “İran tarafından en istenmeyen adam” kılığına koyup ABD seçmenlerinin bir kısmının daha desteğini sağlamak, “ters köşe” yapmaktır.

Bu arada, Rusya’ya komşu ülkelerde Gürcistan’da, Ukrayna ve Belarus’ta olanları da düşünüyorum. Bu ülkelerde Rusya ve Amerika’nın karışmayacağı seçim olabilir mi?

TÜRKİYE’DEN MÜDAHALE

Türkiye’nin KKTC seçimlerine yönelik müdahaleleri ile bunları karıştırmamak veya karşılaştırmamak gerekir tabii… Türkiye-KKTC ilişkileri, ne Amerika-İsrail ilişkisine benzer; ne de Belarus-Rusya…

Ama insan düşünmeden de edemiyor doğrusu: Türkiye KKTC seçimlerine neden bu kadar önem verdi? Akıncı’nın seçilme olasılığı neden kendilerini bu kadar korkuttu?Yapılanların amacı, basitce “seçimi Tatar’a kazandırmak” mıydı sadece?

Sorunların ve çıkarların bu denli içiçe geçtiği bir dünyada, “karışmasız seçim”bir hayal oldu sanırım… Devletler şimdiki gibi acımasız bir rekabet ortamına sürüklenince “seçimlerin karışmasızlığı” diye bir değer ortada kalmıyor.

Bundan sonra adayları bu gerçeğe uygun şekilde sorgulamak gerekecek: Sen kimin adamısın? Seni destekleyen kimlerdir?

En nazik ifadeyle; “kimlerle çalışacaksın?”

Basın-yayın organlarında açıkça sorgulanmasa bile sokaktaki seçmen kararını çoğu zaman buna göre veriyor zaten. Sanırım KKTC seçmenlerinin bir kısmı için de böyle oldu. Evet, müdahale çeşitli haller aldı; para kullanıldı, baskı yapıldı… Ama işin içine para veya baskı karıştırmadan, sadece “Türkiye öyle istiyor” diyerek Tatar’a oy verenleri de görmezden gelemezsiniz. Bu davranışı şekillendiren bilinç nettir: Eksiklerimizi tamamlayan odur, kaderimiz birdir; biz de onun istediğini seçeceğiz.

Sokak jargonu ile yazarsak, şöyle yazmamız gerekir: Bağımsızlık veya demokrasi karın doyurmuyor, kardeşim! Yok öyle bağımsızlık falan filan!

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz