ESKİ DÜZENİ GERİ GETİRME OPERASYONU

0
blank

Dünkü yazıyı, Berthold Brecht’ten dizelerle bitirmeye çalışmıştım:

“Kim mi kurtaracak seni aç insan

bize gel ekmek istiyorsan bize gel

kıvrananlara açlıktan

biz gösterelim sana yolu

biz açlar vereceğiz sana ekmeği”

Ne olur, bugünkü yazıyı, dünkü yazının devamı gibi okuyun!

TÜRKİYE İLE ANLAŞMA

Dün, Brecht’in dizlerin de yer aldığı yazı yayınlandıktan sonra, Türkiye’nin KKTC bütçe açığını kapatmasını öngören anlaşma imzalandı. Bu yılın geriye kalan 7 ayında KKTC’ye bu amaçla 1 milyar 150 milyon TL akıtılacak… 

Bütce açığı denildi mi, hepimizin aklına memur maaşları gelir. Sık sık yazıldığı gibi, KKTC bütçesinin %85 kadarı maaş nitelikli harcamadır. KKTC hükümeti, salgının ekonomik tahribatına aldırmadan memur maaşlarını bir tamam ödemek istiyor. Diğer zorunlu harcamalar da düşünüldüğü zaman, ayda 600 milyon TL kadar bir gelir yaratması gerekiyor…

Türkiye ile imzalanan anlaşmadan sonrasında hükümetin her ay bulması gereken para 170 milyon TL kadar azaldı artık. Yurtiçi kaynaklardan borçlanma yapma kararı da çıkardığına göre maaşları ödemek için “özel sektör işverenlerinin ve çalışanlarının boğazını birazcık daha sıkmaktan” başka bir şey gerekmiyor. Ne reform kaldı; ne tasarruf ne de yeniden yapılanma… 

“Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” diyenler artık, “herşeyi eskiye döndürmeyi başardık” diye övünebilecek!

ŞİMDİ VERGİ ZAMANI

İlk vergi haberleri gelmeye başladı bile…

15-20 bin TL’lik kamu emekli maaşlarından vergi alamayan hükümet, sosyal sigorta emeklisi olup da çalışmaya devam etmek zorunda olanların gelirlerine göz dikti. Son kararlarından biri, emekli olduğu halde çalışan sosyal sigortalılardan vergi alınmasına ilişkindir. 3 bin 500 TL kadar emekli maaşı, 3500 TL kadar da çalışmasından doğan aylık geliri olan bir sigortalı, aylık kazancının asgari ücret seviyesinde olmasına bakılmaksınızın vergilendirilecek ve ayda 1300 TL kadar vergi ödeyecek.

Bu bir örnektir tabii…

Yakında herşeye vergi gelecek. Türkiye’den sağlanacak kaynak, bu vergilerle desteklenecek ve ayda 500-600 milyon TL’lik gelir elde edilecek. 

Böylece salgından önceki düzene dönülmüş olacak. Bazı insanlar çalışarak ödeyecek; bazı kişiler çalışmadan yüksek miktarlı aylıklar alacak.

Bu arada bazıları, üretmeyenlere sağlanan yaşam olanaklarını görmezden gelecek ve “üretmezsek yok olacağız” nakaratını okumaya devam edecek. Korumaya çalıştıkları düzende, üretmenin veya çalışmanın bir değeri varmış gibi…

DÜZENİN KORUYUCULARI VE EZİLENLERİ

Türkiye’den geleceği açıklanan paranın aslan payını alanlar elbette huzura kavuşmuşlardır; gelirleri güvenceye alınmıştır.

Bu huzuru sağlayanlar elbette mutludurlar; bu hizmetlerinin karşılığını oy olarak almayı hesaplamaktadırlar.

Bu desteği veren Türk makamları, bir süre için rahat hissedeceklerdir sanırım. KKTC’yi yalnız bıraktıkları suçlamalarıyla uğraşmaktan kurtulmuşlardır.

Bunlar, düzenin bekçileri ve yararlanıcılarıdırlar.

Eh, geriye kalan açlar ve ezilenler de başlarının çaresine baksınlar artık…

“Kim mi kurtaracak seni aç insan

bize gel ekmek istiyorsan bize gel

kıvrananlara açlıktan

biz gösterelim sana yolu

biz açlar vereceğiz sana ekmeği”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz