DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ, BİR TV KANALININ KAPATILMASI İLE YOK EDİLEBİLECEK BİR ŞEY DEĞİLDİR

0
blank

Farklı çıkarların olduğu her yerde, bu çıkarları korumak ve artırmak için mücadele edenler de vardır. Bu çıkarları korumanın en etkili yolu ise, hakim güç konumuna gelmektir.

Günümüzde, size güç verecek; özellikle devlet mekanizması içinde güçlenmenizi sağlayacak en önemli araçlardan biri de kamuoyudur. Kamuoyunda hakim bir güç haline gelirseniz ve görüşleriniz “hakim kanaat” halini alırsadevlet mekanizması içinde veya üstünde yaptırım uygulama kabiliyeti kazanırsınız.

Buna “popülizm” diyenlerimiz de vardır. KKTC bunun için güzel bir örnektir. Savunduğunuz görüşler en genelde Kıbrıs Türk halkının çıkarlarına uygun olmasa bile, etkili bir grup olmuşsanız ve görüşleriniz kamuoyunda ilgi görüyorsa hükümetleri yönlendirmeniz oldukça kolaydır.

Kamuoyu bir güçtür ama yaratılabilen bir güçtür…Bu nedenle, artık, basından veya gazetecilerden değil, “kamoyu tacirlerinden” söz eden düşünürler de vardır. Bunların en ünlüsü Jurgen Habermas’tır. O’na göre basın-yayın kuruluşları birer kamuoyu taciridir. Kamuoyunu yaratırlar ve ihtiyacı olanlara satarlar.Veya ihtiyacı olanlar için uygun kamuoyu yaratırlar.

FARKLILIKLAR VAR

Bir görüş “hakim kanaat” haline gelse bile farklılıklar devam edecektir. Bir görüş veya tutum, bütün bir halkın çıkarlarını yansıtmıyor ve sadece bir kesimin çıkarlarını yansıtıyorsa; birden fazla karşıtı olacağı da kesindir.

Bu farklılıkların ifade edilmesi, toplumsal iletişim kanalları ile tartışılması ve kendine taraftar bulabilmesi için basında çeşitliliğe ihtiyaç vardır.Her görüş ve tutum, basın-yayın organları aracılığı ile kamuoyuna iletilebilmelidir.

Farklılıklar vardır; tartışma vardır ve sonuçta ulaşılan ama kimseye tam anlamı ile mutluluk vermeyen bir denge üretilmiştir.Bu denge, tamamen geçicidir. Kurulduğu anda bozulması için çalışılan bir dengedir bu… 

Mücadele devam edecek, bu denge bozulacak, bir yenisi kurulacaktır. 

İnsanlık hali: Devran böylece dönüp gitmektedir!

ÖZGÜRLÜK HALİ

Bu dengeyi bozacak veya yeniden kuracak olan güçler arasında basının ayrıcalıklı bir rolü vardır. Bunun nedeni, düşünceleri kamuoyu ile paylaşmanın en etkili yolunun basın-yayın araçlarını kullanmanın olmasıdır. Zaten,toplumsal durumu değiştirmek isteyen düşünür veya aktivistlerden, bir dönem için de olsa gazetecilik yapmayanı yok gibidir.Solcularımızın hala hayran oldukları Karl Marks’ın bile hayatından en fazla zamanı gazetecilik almıştır.

blank

Gazetecilik kimileri için ticari bir uğraştır ama “özgürlük” söz konusu olduğu zaman gazetecilik ülkesi ve insanlık için farklı idealleri olanların mücadele aracıdır.Sadece bir araç… Özgür olan “basın” değil; işte bu mücadelecilerdir.Özgürlük, bu mücadelenin kendisidir.

Böyle bir özgürlük bahşedilmez; edilemez! İster devletler, isterse başka büyük güçler, size özgürlük bahşetmezler zaten.  Ama onlar için öldürücü olabilen basın özgürlüğünü bahşetmeyi ise asla düşünmezler.

DİYALOG TV HADİSESİ

Diyalog TV’nin yayınının engellenmesine, bir de böyle bakın…

Böyle bakarsanız, “Besim bey de fazla ileri gitmişti” veya “Besim Tibuk patavatsızlık yaptı” gibi saçma gerekçeler uydurarak bu yayın durdurma eylemini haklı gösterme onursuzluğunu yaşamazsınız.

Diyalog TV’nin yeniden yayına başlaması hepimizin dileğidir. Reşat Akar ve çalışma arkadaşlarının bunu başaracağını umuyorum.Düşünce ve anlatım özgürlüğü ise Diyalog TV’nin yayına başlaması ile sınırlı bir hak veya özgürlük değildir. Düşünenler, kendi düşünce ve anlatım özgürlüklerine sahip çıkmak için yollar ve yöntemler bulmaya zaten devam edeceklerdir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz