COVİD-19 SALGINI, DEVLETİN İFLASINI BELGELEDİ

0
blank

Bazı bakanlar şirketlerin peşine düştü; isim vermeden bile olsa işletmeleri çalışanlarına sahip çıkmamakla suçluyorlar. Her işletmenin durumu farklıdır:Çalışanlarına tam ödeme yapanların çoğunluk olduğunu sanıyorum ama yapamayanlar olduğunu da duyuyoruz. Küçük işletme sahiplerinin ise, çalışanları ile tam anlamı ile sarmaş dolaş olduğunu gözlemliyorum: Ustaları ne yiyorsa, onlar da yiyor!

İster tam ödeme yapsınlar, isterse bir tencere kaynatıp içindekine ekmek bansınlar… İşletmelerin çalışanlarına karşı yükümlülükleri yasalar ile belirlenmiştir.Gerisi, olanaklara ve işletme sahibinin anlayışına kalmıştır. 

İşletmeler istihdam yapar, işçi çalıştırır; ücretlerini ve sosyal güvenlik primlerini öderler. Kapanan ve hatta virüs salgınından sonra açılamayacak duruma düşen bir işletme sahibinin bunu yapmaya niyeti olup olmaması bir tarafa, imkanı olup olmadığı da tartışmalıdır. Yapabilen yapar; yapamayanlar için yasal yaptırımlar uygulanır.

Yasal yaptırımları uygulaması gereken bakanların bundan kaçınarak işverenleri ayıplama yolunu tutması, çalışanlara hiçbir şey kazandırmaz.

DEVLET VE ÇALIŞANLAR

Bir de devlet vardır. Devlet, çalışanlardan vergi ve sosyal güvenlik primi toplamaktadır. Sosyal güvenlik primleri, tam da bu günler için yatırılmakta; vergiler bu günler için ödenmektedir.

İşverenin “kapansak bile size maaş vereceğim” vaadi yoktur ama devletin “işsiz kalırsanız size işsizlik ödeneği vereceğim vaadine dayanan sözleşmesi” vardır. 

İşverenin, “kapanırsak size toplu ödeme yapacağım” vaadi yoktur ama İhtiyat Sandığı’nın, “burada biriken paranızı, kara günlerde kullanacaksınız” sözü vardır.

Devlet bu yükümlülüklerini yerine getirmeyeceğini ilan etmiştir.İşsizlik ödeneğini 1500 TL’ye düşürerek çalışanların işten ayrılmamasını sağlama gayretindedir. İhtiyat Sandığı çekilişlerini kısıtlamıştır. Amacı para ödememektir.

Devlet, işten durdurmaları önlemek için Bakanlar Kurulu kararı ile kapatılan iş yerlerinde çalışanlara 1500 TL maaş desteği vereceğini ilan etmiş, hazırlıklar yapmış, işverenlere ve çalışanlara türlü sorumluluklar yüklemiş, bakanlar bunu “büyük bir hizmet” gibi takdim ettikleri onlarca TV programına katılmıştır ama işletmeler açılmaya başlandığı halde bu ödeme tamamlanamamıştır. 

Bazı işverenleri ayıplamayı bir marifet sayan Bakanlar, ne yazık ki devletin yükümlüklerini yerine getirmesi için hiçbir çaba ortaya koymuyorlar.

İŞLETMELERİN DESTEKLENMESİ

İngiltere’de, işletmeleri salgının yaratacağı ekonomik krizden korumak ve sağlık önlemleri kaldırıldığı zaman yollarına devam etmelerini sağlamak için nakit yardımı yapılmıştır. Vergi yükümlüsü sayılmayacak kadar küçük işletmelere bile 10 bin sterling para verilmiştir. Bu örneği izleyecek olsaydık, KKTC’nin de en azından esnafı destekleyecek benzer bir davranış geliştirmesi gerekirdi. Devlet, vergileri ile ezdiği esnafa bir kuruş bile yardım yapmamıştır.

Devlet küçük işletme sahiplerine yardım yapmamıştır ama dükkanların yeniden açılabilmesi için gerekli bir takım koşullar koymuştur ki bunların uygulanması her dükkanın 10 bin TL’lik bir harcama yapmasını gerektirmektedir. Salgın, esnafa çok pahalıya mal olmuş; devlet yanlarında olmamıştır.

Bu toplumu ayakta tutan işletmeler, salgın krizini kendi olanakları ile atlatacak ve sonrasında da devlete vergi vermeye başlayacaklardır. Devlet, küçük veya büyük bütün özel sektör işletmeleri için bir yük olduğunu göstermiştir. 

KKTC KİMİNDİR?

Salgın krizi karşısında bu kadar acizlik gösteren KKTC devleti, sokaklar selden geçilmezken yaz mesaisinin 11 Mayıs’ta başlaması kararı almış; kendi memurlarını, herkesin ekmek parası peşinde koştuğu saatlerde eve veya esnaf ile rekabet edecekleri özel işlerine göndermeya utanmamıştır. 

Önümüzdeki günlerde bütün çabasının kamu görevlilerinin maaşlarını kesintisiz olarak ödemek olacağını ise şimdiden görebiliyoruz.

Daha önce de yazmıştım ama aradan iki-üç hafta geçti yenilemek zorundayım: Covid-19 virüs salgını KKTC’nin iflas etmiş bir devlet olduğunu belgelemiştir.Bu devlet, kuruluş amaçlarınan hiçbirini yerine getirememiştir. Adil değildir!

Yoluna aynı şekilde devam etmeye çalışması boşunadır; devam edemeyecektir! Kaldı ki, yola aynı şekilde devam etmek için yapacağı her teşebbüs,yurttaşlarına büyük bir sorun olarak geri dönecek; elini işletmelerin ve çalışanlarının cebinin daha derinlerine atmak zorunda kalacaktır.Ve ne yazık ve ne büyük ayıp ki, bu devleti yönetenler bu gerçeği halktan gizlemeye çalışmaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz