ÇÖP TOPLAMAK: SANAT GİBİ BİR ZANAAT!

0
blank

Büyüklerimiz, ‘zanaat’ ile ‘sanatı’ pek fazla ayırt edemez, okulda başarılı olmayacağını düşündükleri çocukları ‘sanata’ yollarlardı. Demircilik, tenekecilik, dülgerlik, ille de makinistlik onlar için “altın bilezik” gibi bir şeydi. Okumuşlar aç kalsa bile onların aç kalmayacaklarına inanırlardı.

Zanaatkarların özenlileri, aslında birer sanatçıdır. Güzel bir kova, başarılı bir saç kesimi neden ‘sanat’ sayılmasın ki? Hele de tahta işleri… İşinize yabancı değilseniz ve sonuca kendinizi yansıtıyosanız, yaptığınız işten sizin kadar başkaları da zevk alıyorsa; ‘sanat’ mı olduğu, yoksa ‘zanaat’ mı sayıldığı nasıl belirlenecek ki?

ÇÖP TOPLAMA

Sanatçılar kızabilir ama, çöp toplamanın bile bir sanat gibi icra edilebileceğini düşünüyorum.

Gecenin ilerlemişinde veya sabahın erken saatlerinde toplamak zorunda değilseniz, çöpleri normal çalışma saatlerinde toplayarak bir incelik gösterebilirsiniz.

Çöp toplarken bağırıp çağırmak yerine, normal insanlar gibi konuşmak ve hatta konuşmamak mümkün mü bilmiyorum ama kamyonun arkasındaki işçilerin kamyon sürücüsü ile haberleşmesi için daha az rahatsız edici yollar bulabilirsiniz.

Kamyona boşaltılan çöp konteynerleri yolun ortasında bırakılmazsa daha iyi olmaz mı? Sahipleri içeri alana kadar bile olsa rahatsız verici bir görüntü ve trafik akışına ciddi bir engeldir. Zaten çöp konteynerlerinin evlerin veya apartmanların kendi alanlarına alınacağının garantisi de yoktur. Kaldırıma çekilmiş halleriyle yarattıkları görüntü neden bir sanat sayılmasın ki?

Konteynerlerin temizliği ve ağızlarının kapalı tutulması da önemlidir. Böyle bir kural olsa bile kimse tarafından uygulanmadığı sanırım bütün belediye başkanlarının bilgisindedir. Sanata saygıda da kusur etmiyoruz işte!

En önemlisini unutuyordum: Çöpleri sıkıştıran kamyonlardan akan pis suların yollara saçılması nasıl bir şeydir? Bu sağlığımız kadar olduğu kadar, “manevi şahsiyetimiz” için de ciddi bir tehdit değil mi? Buna katlanmamız da elbette sanata ve sanatçıya saygının bir göstergesidir.

BELDE TEMİZLİĞİ

Aslında zaman zaman yapılan çevre ve ot temizliği faaliyetleri de tam bir “sanat” gibi sürdürülüyor.

Bir vakum veya püskürtme makinesi var ki sormayın! Toprakları ve yaprakları bir yerden başka yere kondurmayı gerçekten bir sanata döndürmüştür. Neden kullanıldığını ve ne işe yaradığını hala daha anlayabilmiş değilim; zaten sanattan da çok anlamam!

Ot kesme makineleri herhalde biraz daha fazla iş görüyordur. Sabahın erken saatlerindeki “uyandırma işlevi” her şeye değer zaten. Siz uyandıktan sonra da susuyorlar nasılsa! Bunun sanatla bağlantısını tam olarak kuramadım ama sokakta ot temizliği varsa, işe geç kalmama garantiniz de vardır demektir.

ZANAAT MI; SANAT MI?

Bütün bunlara “zanaat” diyecek halimiz yoktur herhalde…

Özgünlükse, özgünlük: Başka ülkelerde böyle çöp toplama veya ot temizliği olduğunu düşünemiyorum. Sanırım, her sokakta yaşananlar da farklı farklıdır. Nasıl olmasa standarda bağlanmış bir durum yoktur.

Estetikte de geri kaldığımızı zannetmiyorum: Çöp toplama sanatımız sayesinde kasabalarımızın kendine özgü bir görünüm alarak turistik nitelik kazandığı apaçık meydanda değil mi?

Maddi karşılık beklediğimiz de yoktur nasılsa: İsteyen beğensin; isteyen beğenmesin!

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz