“ÇOK YORULDUM; ARTIK BELEDİYEDE ÇALIŞMAK İSTİYORUM”

0
blank

Kamu kurumları batmış görünüyorlar. Maaş ödemek ciddi bir sorun haline geldi. Hükümet maaş ödeyebilmek için vergi toplamaya çalışıyor; kimseye de acımıyor. İki yıl önce emeklilerinin vergi muafiyetleri iptal edilmiş ve çalışan emeklilerin vergileri büyük oranda artırılmıştı. Şimdi de esnafa yükleniyorlar. Kazançlarının en az üçte birini vergi olarak ödemek zorunda kalsınlar diye muafiyetler düşük tutuluyor, vergi matrahları yüksek enflasyona karşı yerinde saydırılıyor. Aslında vergisi ödenmiş kazançlarımızdan bile, KDV başta olmak üzere başka veriler de ödüyoruz. Gerçek vergi oranı böylece % 50’ye kadar çıkabiliyor. Devlet kendi çarkını bu şekilde döndürmeye çalışıyor.

Bu toplanan vergilerden payına bir şey düşmemiş olanlar, siyasi akrabaları tarafından maaşa bağlanmamış olan ve devletten herhangi bir kazancı olmayan yurttaşlar ezildikçe eziliyor.

Şimdi “belediye reformu” yapmaya çalışıyorlar. Belediye sayısını azaltmalarının nedeninin Türkiye ile imzalanan protokol olduğu net bir şekilde anlaşıldı. Aramaya ve anlatmaya bile tenezzül etmediler zaten; başka herhangi makul bir gerekçeleri yok! Bir miktar para almak için belediye sayısını azaltmaları isteniyordu, azalttılar. Şimdi belediyelerin topladıkları vergileri artırmaya çalışıyorlar. Yurttaşlar evlerini geçindirmeye zorlanırken belediyelere ödeyecekleri her türlü vergi önemli oranda artırılmış olacak.

İşte buna “reform” diyorlar. “Reform” yapıyorlar ki eski düzeni devam ettirebilsinler!

Yazının başlığını, Dünya gazetesindeki bir köşe yazısından aldım. Düzce belediyesinin sanayi tesislerine işçi sağlamak için oluşturduğu sisteme başvuran insanlar, “Çok yoruldum, artık belediyede çalışmak istiyorum” diyerek sanayi tesisleri yerine belediyede işe girmeye çalışıyorlarmış… Türkiye’den daha çok bize yakışan bir ifade değil mi? Kamu görevindeki işine dinlenmek için giden binlerce insanımız var. Üstelik buna karşılık maaş bile alıyorlar!

Yıllarca, siyasetteki popülizmin ve partizanlığın başlıca sorun olduğunu söyleyip duran, yazıp çizen yüzlerce insanımız oldu. Ne yazık ki partizanlık ve popülizmden yararlanarak yaşam sürenler başarılı oldular ve kamu yönetimi gerçek anlamda yeniden yapılandırılamadı; verimli hale getirilmedi; hizmet üreten duruma taşınamadı ve ucuzlatılamadı. Şimdi elimizde, hiçbir işe yaramayan, çocuklarımıza eğitim veremeyen, yaşlılarımıza bakamayan, yolları tamir edemeyen, doğru-dürüst temizlik yapamayan ama maaş dağıtmak için vergileri artıracak yeni yöntemler geliştirebilen bir devlet kaldı.

Göreceğiz! Bu devlet ile nereye kadar sürüklenebileceğimizi hep birlikte göreceğiz!

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz