BUNA “GARABET” BİLE DENEMEZ!

0
blank

KKTC Hükümeti, 4 bin kadar öğretmene, 27 milyon TL dağıtmaya hazırlanıyor. Aralık 13’ncü maaşlarının garantide olduğunu duyuran Maliye Bakanı, bu haberi de büyük bir övünçle ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci oylamasına sayılı günler kala öğretmenlere müjdelemiş oldu. Oysa Eğitim Bakanlığı, geliri yeterli olmayan ailelerin çocuklarına dağıtmak için ‘eğitim tableti’ sağlamaya çalışmaktadır; bağış kampanyası açılmıştır. Eğitime hazırlık ödeneği ile 35-40 bin kadar tablet alma olanağı vardı ama Hükümet bunu değil, öğretmenlere kişi başıbaşına 6 bin 600 TL dağıtmayı tercih etmiştir.

Hükümet, seçim çalışmalarına destek olsun diye, geçen hafta 10 bin kadar yoksul aileye 2’şer bin TL dağıtmıştı. Şimdi öğretmenlere, maaşlarından ayrı olarak ve kişi başına, 6 bin 600 TL dağıtmaktadır. Eğitim yılına hazırlansınlar diye…

Pandemi hastenesi yapmayı tartıştık durduk. Para bulamadık diye Türkiye’nin gelip yapmasını bekledik. 27 milyon TL’lik bir hastane yapmayı düşünmedik; paramızı “eğitime hazırlık ödeneği” için biriktirmeyi tercih ettik.

BÜTCENİN DURUMU

Eski Maliye Bakanlarından Birikim Özgür, tam da bugünlerde, 2020 yılı bütce açığının 1.5 milyar TL kadar olacağını açıkladı. 2021 yılı için tahminler daha korkunçtur. Ekonomik kayıplar ve yükselen enflasyon nedeni ile 2021’de 3-3.5 milyar TL’lik bir açık bekleniyor. 3.5 milyar TL, bizim bütcemizin yüzde 30’una denk gelecek sanırım.

Bu açıkların minimize edilmesi için ekonomik çarkların döndürülmesi, özel sektörün gelir elde etmesi ve devlete vergi ödemesi gerekiyor. Bu nedenle devletler, ellerinde avuçlarında ne varsa salgının kırıp geçirdiği ekonomilerini ayakta tutmak için harcıyorlar. Bizse özel sektörü kaderine terk ettik. Okulara bakmıyoruz. Sağlığı ise Türkiye’ye hava etmenin yollarını arıyoruz; gerekçe olduğu için Covid-19’dan duacıyız!

Ama öğretmen refahı için maaşlardan ayrı olarak 27 milyon TL daha harcayabiliyoruz. Kamu görevlilerinin 13’ncü maaşını garantiye almak ise başlıca övünç kaynağımızdır.

NE YAPIYORUZ?

Maaş nitelikli harcamalar bütcenin yüzde 85’ini alıp götürmektedir. 

Çok açıktır ki KKTC’nin bir “harcama reformuna” ihtiyacı vardır. 

Salgın ile birlikte yıkılan aile ekonomileri bu garabeti daha net olarak ortaya çıkarmıştır. Bir yanda yokluk içinde kıvranan aileler, diğer yanda salgının bile gelir kaybına uğratamadığı kamu görevlileri vardır. Devlet, işini gücünü bırakmış, kamu görevlilerinin maaşlarını tam olarak ödemekle uğraşmakta; ek ödeneklerini nasıl karşılayabileceğinin hesabını yapmaktadır. Cumhurbaşkanlığına bir adım uzakta olan Tatar ve Akıncı, bu garip düzenin değişmesi gerektiğinden elbette söz etmeyeceklerdir. Zaten Akıncı, öğrenmelerin eğitime hazırlık ödeneklerinin yakında ödeneği açıklamasının yapıldığı gün, öğretmen sendiklarını ile biraraya gelerek desteklerini talep etti. Eminim, bundan böyle “birlikte yürüyeceklerinin” sözünü de vermiştir. Özel sektörden toplanan vergilerle ödenen kamu maaşları için eksilen miktarı Türkiye tamamlayacaktır belki ama Türkiye’ye karşı da “birlikte mücadele” edilecektir. Mücadele etmek istemeyen ise, biraz yalvararak da olsa, eksiği daha koyal tamamlayabileceği iddiasındadır.

DÜZEN BUDUR İŞTE!

Ne Tatar, ne de Akıncı… 

Onlar bunu değiştirmeye talip değillerdir.

Düzen budur! KKTC devleti de zaten bunun için vardır!

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz