BİRİ ÇIKIP DA, “YÖNETİN” DERSE NE OLACAK?

0
blank


Hükümet bekliyoruz… Ne yapmasını bekliyoruz bilmiyorum ama bekliyoruz

“Kurun da ne yaparsanız yapın” kabilinden bekleyişi olanlar da var galiba…

Hükümet istiyoruz; kurulmasını bekliyoruz ama ne iş yapacağını bilmiyoruz!

Ulusal Birlik Partisi Genel Başkan Vekili Ersan Saner, hükümet kurmaya çalıştığı 15 gün boyunca ne bir program açıkladı; ne de herhangi bir düşünce… Benim algıladığım, “başkalarının” kendisinin başbakan olacağı bir hükümet kurmasını bekledi, durdu!

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman ise, hükümet kurma faaliyetlerine, salgın dönemini ve 8-9 ay sonra seçim yapılacağını dikkate alarak hazırlanmış ilkeler belirleyerek başlamayı tercih etti.

Bu ilkeler, kimsenin itiraz etmediği ilkelerdi. Ama ekleme yapmak isteyenler; kendi siyasi tutumlarını, kurulmaya çalışılan bir “seçim hükümeti” aracılığı ile hayata geçirmeye çalışanlar var. Olmayacak tabii!

Kimi kaynaklara göre, ilkeler yarışı kadar, bakanlık yarışı da ön plandadır: Bakan olacaksam kurulacak hükümete güvenoyu veririm; olmazsam vermem! Belki bu da bir ilkedir; kim bilir!

SİYASETİ SAHİPLENMEK

Kentlerin sahipsizliğinden; her tarafın çöplerle kaplanmış olduğundan söz etmiştim. Bu “sahipsizlik durumunu” Türkiye’nin karışmacılığı ile bağlantılandırmadığım için bana kızanlar oldu. Oysa 30 yıldır vurguladığım bir şeydir: Ülke insanı, hazıra alıştırıldığı için alabildiğine sorumsuz davranmakta; çöplerini bile doğru-dürüst toplayamamaktadır.

Aynı şey, elbette siyaset için de geçerlidir: Siyasi çözümleri “başkaları” bulup dayatttıkça ülke siyasetçisi, siyasi arenayı bir oyun alanına çevirdi. Başbakan veya bakan olmak için “başkaları ile iyi ilişkiler içinde olmak” yeterli görülürken; %5’lik ülke barajının az üstünde oy alarak toplumu kendi görüşlerine göre şekillendirmeye kalkışmak marifet sayılıyor. Kimisi, “bakan olmazsam hükümet de olmasın” derken; kimileri de “benim dediğim olmayacaksa hiçbir şey olmasın” diye yanıt vermektedir.

Ensemizde andrez oynuyorlar!

Bu arada, yalnızca siyasi mekanizmanın çözebileceği sorunlar çözümsüz bekliyor:

  • Salgın tehlikesi ve çevre ülkelerde yaşananlar ekonomiyi kırdı geçirdi ama hiçbir siyasi tedbir alınamıyor.
  • Doğu Akdeniz’de savaş tehlikesi var; AB ile Türkiye tam anlamı ile zıtlaşmış durumda. Kıbrıslı Türkler ses bile çıkaramıyor.
  • Bakanlık koltuğunda oturanlardan biri “hükümet yok”; bir diğeri “var” diyor ama en azından varlığı olsun tartışılmayan bir hükümet kurulamıyor.
  • Anayasa bile sahipsiz! Yaşadığımız siyasi sorunların anayasaya uygun olup olmadığını yorumlamak zahmetinde bulunan yok.

Böyle bir ortamda, “Bu ülke bizim, biz yöneteceğiz” demek, büyük bir marifet sayılıyor.

Herkes yönetmek ister! Yönetmek, birilerinin bir başkasına bahşettiği bir hak değildir; hiçbir zaman olmamıştır!

Bu bir kapasite meselesidir… Kimisi başarır, kimisi başaramaz!

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz