AKINCI, İSTİFA İÇİN BAHANE ARIYOR!

0
blank

Lokmacı kapısı neden kapalı tutuluyor, anlamış değilim! Yeşilırmak ve Derinya kapılarının açılmamasını da anlayamadım.

Kanal-T’de haber sonrası yayınlanan Gündeme Bakış’ta, kapıları konuşurken, Türk tarafının Yeşilırmak ve Derinya’yı açmamasını bir pazarlığa hazırlık olarak değerlendirmiştim: Siz Lokmacı’yı açın; biz de Yeşilırmak ile Derinya’yı açalım! 

Lokmacı bizim için ekonomik getiri demektir… Rumlar ise Yeşilırmak’ı Pirgo-Lefkoşa ulaşımı için kullanıyorlar. Rumlar Lokmacı’yı kapalı tutarak ekonomik sorunlarımızı derinleştirmeyi hedefliyorsa, bir ‘karşı koz’ ile yanıt vermek ve sonra da al-vere gitmekten başka yol, şimdiye kadar bulunamamıştır. Mantıklı olduğundan değil; bu gibi işlerin şimdiye kadar böyle yürütülmüş olmasından…

DÜN NE OLDU?

Dün ne olduysa oldu; Güney-Kuzey arasındaki kapılar konusunda Cumhurbaşkanlığı’ndan iki açıklama birden yapıldı.

Önce, KKTC hükümetinin Cumhurbaşkanı Akıncı’yı dışlama tutumunun geçiş kapılarında kaosa neden olduğunu ileri süren bir açıklama yayınlandı. Ardından Yeşilırmak’ın hafta sonuna kadar açılacağının Akıncı tarafından Anastasiadis’e bildirildiği duyuruldu. Bu ikinci açıklamada, Akıncı’nın Dışişleri Bakanı Özersay ve BM temsilcisi Spehar ile görüştüğü bilgisi de yer alıyordu.

Ne olduğunu anlamaya çalıştığımızda ortaya şöyle bir durum çıkıyor sanırım: Akıncı önce kapılar konusundaki rahatsızlığını kamuoyu ile paylaşmış ve KKTC Hükümeti’ni suçlamış; sonra bir şekilde Özersay ve Spehar ile görüşmüş ve daha sonra da Yeşilırmak kapısının açılacağını Anastasiadis’e bildirmiştir.

Bu arada bir pazarlık yapılmış olup olmadığını; Lokmacı’nın da Yeşilırmak ile birlikte açılıp açılmayacağını,bilmiyoruz.

Bizde işler işte böyle yürüyor: Cumhurbaşkanı, hükümet ile anlaşarak Rum tarafı ile pazarlık yapacağına önce hükümete saldırıyor, sonra Rum tarafı ile anlaşıyor! Rum tarafı ile anlaştığı hususlar hükümet tarafından onanmazsa hükümete bir kez daha saldırıyor.

SEÇİM HAZIRLIKLARI

Bütün bunların Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili olduğuna kuşku yoktur herhalde… Zaten Cumhurbaşkanı da öyle diyor: “Seçim atmosferi içerisinde Cumhurbaşkanlığı’nı dışlamak için yapılan tüm bu yanlışlar, toplumumuza zarar veren bir noktaya gelmiştir. Seçim konusunun bir an önce temize havale edilmesinin ne kadar gerekli olduğu da bir kez daha ortaya çıkmıştır.”

Hükümet mi Cumhurbaşkanı’nı; Cumhurbaşkanı mı hükümeti dışlıyor anlaması oldukça zordur ama açık olan bir şey vardır: Cumhurbaşkanı, seçimi erkene çekmek için bahane arıyor. Bakın, dün gün boyunca kendi etrafında dönen ve belki de kendi yarattığı sorunu, “seçim konusunun bir an önce temize havale edilmesinin” gerekçesine nasıl da dönüştürmüş oldu!

İSTİFA GÜNDEMDE OLMALI

Ortada bir Meclis kararı var ve Cumhurbaşkanlığı seçminin 11 Ekim’de yapılacağını söylüyor. Cumhurbaşkanı Akıncı, seçimin 16 Ağustos’a alınmasını önerdi ama Meclis’te çoğunluğu oluşturan parti liderleri, bunu yeni bir Meclis kararına dönüştürmeye yanaşmıyor. Cumhurbaşkanı Akıncı, artık istifa etmeyi düşünüyor olmalıdır. Birkaç gün içinde istifa ederse Ağustos ortalarında seçimin yapılmasını da garantilemiş olur.

O kendini, Cumhurbaşkanlığına yeniden oturmaya hazır hissediyor.

Eh; gerisini de diğer adaylar düşünsün!

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz