KKTC’deki iktidar ve muhalefet İsrail’in Gazze’ye saldırmaması konusunda hemfikir oldu. KKTC Meclisi’nde temsil edilen iktidar ve muhalefet milletvekilleri dün Gazze’ye yönelik İsrail saldırılarını hep birlikte kınadılar.

Bu kınama ne işe yarayacak bilmiyorum. Bölgemizde fink atan ABD Dışişleri Bakanı, ateşkes sağlanmadan bile olsa Gazze’ye insani yardım gönderebilmenin yollarını arıyor. Bir günde 3-4 ülke dolaşıyor. Umarım bizim bu çağrımızdan da güç alır ve başarıya ulaşır! En azından çocuklar kurtarılabilse, büyük bir iş başarılmış olacak.

Gazze’deki vahşeti kınayan haberleri gördüğüm zaman, kınayan ülkelerde yaşanan dehşetengiz vakaları hatırlamadan duramıyorum ama… Kendi ülkelerindeki vahşi saldırılara ve hukuksuzluklara seyirci kalanların başka bir yerdeki vahşeti kınamaları ne anlam taşır; bilemiyorum! Sokaklarında insan öldürülen bir ülkeden yükselen kınamalara çok şaşırıyorum.

Bizde durum biraz daha farklı… Büyük olumsuzluklar var, kadın cinayetleri yaşanıyor ama çok şükür bizim ülkemiz sokaklarında insanlar öldürülmüyor… Henüz bu duruma düşmedik; Gazze’deki vahşeti kınayabiliriz.

Dünkü kınamada dikkat çeken en önemli husus, iktidar ile muhalefetin bir araya gelebilmiş olmasıdır. Meclis deklarasyonu nasıl bir süreçten geçerek müzakere edildi ve anlaşma nasıl sağlandı bilmiyorum ama bugün gündemimizde olan pek çok konuda da benzer süreçler yaşansa iktidar ile muhalefetin anlaşabileceğini biliyoruz.

• Dünkü haberlere göre CTP grubu, sosyal yardım maaşlarının asgari ücrete bağlanmasını önerdi. UBP grubu buna karşı mı çıkacak? İlgili bakan sosyal yardımlar için kriterler belirleneceğini de söylemiş… Birlikte belirlesinler ki tartışması az olsun.
• Hazırlanmakta olan beş yıllık kalkınma planı birlikte hazırlanır ve Meclis’te karara bağlanırsa fena mı olur? Uygulanmasında istikrar ve kararlılık sağlanırsa plan daha etkili olur.
• Bence en önemlisi sağlık ve eğitim… UBP ve CTP, devlet gelirlerinden daha büyük bir payı sağlık ve eğitim yatırımlarına ayırmak için anlaşırsa şahane olmaz mı? Okullar hala yatırım bekliyor. Bazı süreçleri kısaltmak gerekirse birlikte kısaltsınlar kimse itiraz edemesin.

UBP Genel Başkanı ve Başbakan Ünal Üstel ile CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman’ın polis nezarethanesini birlikte ziyaret ettikleri ve durumu yerinde gördükleri, geçtiğimiz günlerde basına yansımıştı. Haberin arkası gelmedi; izleyemedim. Üstel ve Erhürman, özellikle ilaç soruşturması sırasında büyük tartışmalara neden olan nezarethaneler; soruşturulanların tutuklanması veya soruşturulanlara kelepçe takılması konusunda birlikte hareket etmeye devam ederlerse çok kısa sürede netice alınabilir ve koşullar düzeltilebilir diye düşünüyorum. Devam etmelidirler.

İktidar ve muhalefet birlikte hareket ettikleri zaman sonuç almak çok daha kolay olacağı gibi tartışmalar da seviye kazanacaktır. Böyle bir ortamda yapılan tartışmaları kimse kimsenin aleyhine istismar etmeye kalkışmayacağı için sorunlar daha fazla “teknik olarak” ele alınabilecek, teknik katkı koymaya çalışanların sözleri ağırlık kazanacak ve sonuç daha kaliteli kararlar alınabilecektir.

Meclis deklarasyonunu görünce aklıma nezarethane ziyareti geldi. Nezarethane ziyaretini hatırlayınca gündemdeki konulara baktım; sosyal yardım veya beş yıllık plan konusunda anlaşamamanın saçma olabileceğini kavradım. Sağlık ve eğitimde yaşadığımız sorunların politik malzeme yapılmasını da yadırgadım. Gazze için bir araya gelen siyasilerimizin, KKTC’de yaşamakta olduğumuz sorunlar konusunda doğru-dürüst bir diyalog geliştirmelerinin toplumsal ihtiyaçlarımızın başında geldiğinin altını çizmek istedim.