spot_img
30.3 C
Lefkoşa
spot_img

ERDEN: AKINCI, TARTIŞMAYI “MÜDAHALE” KONUSUNA ÇEKMEYİ BAŞARMIŞTIR

Sosyal medyada etkili paylaşımları ve yorumları ile tanınan ziraat mühendisi Mahmut Erden, seçim sonucunun öneminin kalmadığını, toplumun bölündüğünü ve bunun sonuçları olacağını belirtti.

Vekıbrıs’ın sorularını yanıtlayan Mahmut Erden, 2020 Cumhurbaşkanlığı seçimleri hakkında şu değerlendirmeyi yaptı:

blank
ERDEN: Ziraat mühendisi Mahmut Erden, seçim sürecinde Kıbrıs sorununun tartışılmadığını ve bunun Akıncı’nın başarısı olduğunu düşünüyor.

“Birinci dünya savaşı esnasında Almanya müthiş ilerlemeler kaydederken Alman general Falkenhaynın yanlış stratejisi nedeniyle 1916 Şubatında da meşhur Verdun muharebeleri başlar ve savaş sığınaklara iner. Aylarca çarpışmalar yaşanır yüz binlerce insan ölür. Ama günün sonunda alınan veya kaybedilen topraklar bir iki mevzinin ötesine geçememiştir. Aynı şekilde Kıbrıs Meselesi de 1974 sonrası tıpkı Verdun muharebelerinde olduğu gibi mevzi savaşına dönüşmüş, uluslararası ortamda uzun yıllar süren müzakereler meselenin çözümü açısından bir mevzi dahi alınmasına katkı sağlamamıştır.

Rahmetli Denktaş onlarca yıl masa başında mücadele vermiş ancak günün sonunda bir sonuca varamamıştır.

Bunu fırsat olarak değerlendiren muhalif kesim, kendinilerinin adada bir çözümü sağlayabileceği tezini üretmiş ve Türkiye’nin de desteğiyle yönetime gelmeyi başarmış ancak onlar da hiç bir netice alamamıştır.

Denktaş-Talat mücadelesi, Talat-Eroğlu mücadelesi ve hatta Eroğlu-Akıncı mücadelesi dahil tüm güç mücadeleleri hep Kıbrıs meselesi zemininde gerçekleşmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Başkanı Tayyip Erdoğanın mevziden çıkarak 2002’de BM parametrelerini kabul edip BM parametrelerinde bir plan olan Annan planından ‘evet’ çıkarılması ve devamında Bürgenstock’ta ve Crans Montana’da proaktif bir siyaset izleyerek bir adım önde olması, Kıbrıs sorunu için hareketlilik yaratmış ancak Rum tarafının uzlaşmaz tavrı, tüm çözüm ve anlaşma çabalarını boşa çıkarmıştır. Akıncı döneminin en önemli olayı olan Crans Montana müzakerelerinin başarısızlıkla sonuçlanması, aslında toplumun gözünde kurtarıcı olarak beklentileri çok yükselten Akıncı için tam bir hezimet olmuştur.

Bu başarısızlık sonrası Akıncı, 2015 seçimlerindeki başarıyı 2020 seçimlerinde elde edemeyeceğini görmüş ve hemen siyasi stratejisini çoklu getirisi olan farklı bir argüman üzerine kurgulamaya karar vermiştir. Akıncı 40 yıldır Cumhurbaşkanlığı seçim zemini olan Kıbrıs meselesini bir kenara iterek başlangıçta Tayyip Erdoğan karşıtı bir politikayı benimsemiş ve ortada hiç bir neden yokken Suriye operasyonları ve Tayfur Sökmen meselesi vs. gibi konularda çatışmayı başlatmış, sürecin devamında ise tartışma zeminini Kıbrıslıların iradesine müdahale ediliyor noktasına çekmeyi başarmıştır. Artık zemin “Kıbrıs meselesi” değil “Kıbrıslıların iradesi” olmuştur. Bu, 2020 seçimlerini diğer seçimlerden ayıran en önemli unsurdur. Nitekim Kıbrıs Türk halkının içinde büyük bir kesim Türkiye’nin buradaki siyasi iradeye müdahale ettiğine inanmış vaziyettedir.

Bu durum hiç olmadığı kadar tehlikeli bir dönemin de kapılarını aralamıştır. Yaratılan bu algı 46 yılda adanın kuzeyinde oluşan sosyal yapıyı kökünden sarsacak potansiyele sahiptir. İdeolojik olarak Sağcılık ve Solculuk kavramı yerini “Türkiye yanlısı” ve “Türkiye karşıtlığına” bırakmıştır. Kuzeyde oluşan Türkiye karşıtı cephe doğal olarak Rum tarafı ve Batılı güçlerin iştahını kabartıp eline büyük koz verecektir. Artık manüplasyon yapıp kendi istekleri doğrultusunda müdahale edebilecekleri bir kesimin varlığının, Türkiye’nin adadaki ve Doğu Akdeniz jeopolitiğindeki pozisyonunu zora sokacağı kesindir.

Netice itibariyle bu seçimi kimin kazandığının bu noktadan sonra bir önemi kalmamıştır, andanın Kuzeyi ikiye bölünmüştür ve bunun, siyasi, ekonomik, toplumsal bedeli de muhakkak olacaktır.”

İLGİLİ HABERLER

Bizi takip edin

3,234TakipçilerTakip Et
5,673TakipçilerTakip Et

SON HABERLER