BİRAZ ARTİSTLİK İYİDİR…

0
blank

Doğu Akdeniz’deki gelişmeler, Kıbrıs Rum tarafının nasıl bir plan kurguladığını açık-seçik ortaya serdi. Yıllardan beri ortaya koydukları gayretler ve yaptıkları anlaşmalar Türkiye karşıtı bir cephe yaratmaya yetti ama denizlere el koymaya yetmedi.

İş ciddiye bindi… Kıbrıslı Rumlar, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği’nden gerekli desteği alamamaktan yakınıyorlar. Büyük ölçüde devre dışı kaldıklarını da görebilmek gerekiyor. Artık kimse onlara danışmıyor; dünyanın önemli güçleri, soruna kendi çıkarlarını hesaplayarak yaklaşıyorlar.

Artistlik bir yere kadarmış… Bir yerden sonra herkesin ayaklarının yere basması gerekiyor!

KIBRISLI TÜRKLERİN ARTİSTLİĞİ

Biz de aktör olma peşindeyiz… Bu durumda bizim de ‘artistik kabiliyetlerimizi’ göstermemiz gerekmektedir.

Doğu Akdeniz’deki gerilim ciddi bir şekilde tırmandığı ve hem gerilimden, hem de sonuçlarından payımıza düşecek olanları alacağımız halde sesimizi çıkarmıyoruz. Milliyetçilerimiz bir-iki ‘Türkiye’ye destek’ demeci; çözümcülerimiz bir-iki ‘barış temennisi’ ile yetinmeyi kendileri için yeterli görüyorlar.

Bunlar bizim rol kapmamıza yeteceğini sanmıyorum. “Bizim böyle bir role ihtiyacımız yoktur. Biz baba parası yiyoruz. Yeşilçam sokağında artistik taslamak bize yeter!” diyorsanız o başka tabii…

BİRKAÇ ARTİSTİK NUMARASI

Ben yetmez diyorum…

Artistlik taslamak veya gelecekte “biz de aktörüz” diyebilmek için bir-iki küçük rolde olsun sahneye çıkmak veya perdede görünmek yararlı olacaktır.

  • Cumhurbaşkanlığı için aday olanlar biraraya gelerek Doğu Akdeniz krizine ilişkin ortak bir deklerasyon yayınlarlarsa çok iyi olur… Böylece dikkatleri biraz olsun üzerimize çeken, “Kuzey Kıbrıs’ta da yaşayanlar varmış” dedirtiriz. Böyle bir ortak tutum, seçilenin kim olacağına bakarak hesap yapmaya çalışanlara da iyi bir ders olur sanırım.
  • Rum tarafı, müzakereleri yeniden başlatmak Maraş’ı olduğu gibi bırakmamızı ve denizlerdeki hak iddialarını geri çekmemizi koşul haline getirmeye çalışıyor. Onların koşullarına denk koşullar koymanın da zamanıdır.
  • Avrupa Birliği kendince bir rol oynamaya çalıştığına göre ‘AB vatandaşlığımızı’ hatırlatacak girişimler yapmakta da yarar olacaktır.

BARIŞCI NUMARALAR

Türkiye, Doğu Akdeniz’deki sorunların bütün kıyıdaş devletlerle birlikte ele alınabileceğini söylüyor. AB Savunma ve Dışpolitika Yüksek Temsilcisi Borrell de bunun peşindedir. Böylece gerginlik azalacak, diplomasi devam edecektir. Bunun tek engeli Kıbrıs Rum tarafıdır: Kıbrıs Rum tarafı ve Yunanistan, Rum tarafının bu masaya “Kıbrıs Cumhuriyeti” olarak oturmasını talep etmektedir. Türkiye’nin Berlin’deki danışmanlar toplantısında “onların muhatabı Özersay’dır” demesinin nedeni de budur.

Böyle bir konferansta Kıbrıs’ın temsil edilmesi elbette gereklidir ve bunun formülü vardır. Böyle bir konferansta Ada’yı iki lider veye iki liderin temsilcileri birlikte temsil etmelidir. Bu konferans önerisi de Kıbrıslı Türk liderlerin ortak görüşü olarak diplomasi pazarına sunulabilir.

Bütün bu önerilerin Türkiye’nin üstlendiği yükü hafifleteceğine ve hareket kabiliyetini artıracağına ise hiç kuşkum yoktur.

Rumlar çeşitli ‘artistikler’ yaptılar ve başlarını beleye soktular… Tarihden ders almalıydılar, almadılar. Bizim ‘artiktik numaralarımız’ öyle olmak zorunda değildir. Barışcıl ve paylaşımcı numaralarımızla kendimizi aktör haline getirebileceğimizi düşünüyorum.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz