“GÜZEL ŞEYLER” DE OLUR AMA “DEVLET” OLMAZ!

0
blank

Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, bu defa çok hazırlıklı geldi. Temmuz-2018’den beri Türkiye’nin KKTC ile ilişkilerini düzenlemekle görevliydi ama başlangıçta Türkiye bürokrasisinde yaşanan karmaşa, ardından Covid-19 salgını ve KKTC’deki siyasi krizler işini yapmasına ciddi bir engel oluşturdu sanırım.

Artık bitti! Salgın devam etse de “siyasi ilişkiler” bakımından herşey yolundadır! KKTC’nin ne olup ne olmadığını yeterince kavramış; KKTC ile ilgili olabilecek bütün işleri kontrolü altına almış görünüyor. Fuat bey, “yeni çalışma metodu hayata geçirdik, takip edeceğiz” diyerek bunu, ilgililere de duyurmuş oldu.

TÜRKİYE’DE NE VARSA…

Buna göre, bunca zaman ifade edilen “Türkiye’de ne varsa, KKTC’de de olacaktır” vaadi adım adım hayata geçirilecektir.

Yollar yapılacaktır… E-devlet projesi tamamlanacaktır… Kamusal sağlık altyapısı güçlendirilecektir… Belediye hizmetleri daha etkin hale getirilecektir… Bu son ziyarette bunların gerektirdiği adımlar atılmış, anlaşmalar imzalanmıştır.

İlahiyat işleri daha ileri taşınacak; halkın maneviyatı güçlendirilecektir… “Yapılacak” denilen şeyler yapılacak; “yapılmayacak” denilen şeylerden uzak durulacaktır… Siyasal hayata atılmak isteyenler bu gelişmelere ayak uydurmaya bakacaktır… Bunlar da yakından takip ediliyor zaten!

NASIL YAPILACAK?

Yapılacak olan şeylerin nasıl yapılacağının örneğini Acil Durum Hastanesi inşaatında yaşadık.

KKTC’ye iki hastane inşa edilmesi ile ilgili protokol Eylül-2020’de Türkiye ve KKTC Sağlık Bakanları arasında imzalanmış ve Acil Durum Hastanesi’nin 45 gün içinde tamamlanacağı da hükme bağlanmıştı. Bu eserin ortaya çıkması için kimin ne yapacağı da protokolda açıkça belirtilmişti. Türkiye tarafı bütün yükümlülüklerini yerine getirdi; KKTC tarafı hiçbirini… Protokolada açıkça yazıyordu; halen tartışmakta olduğumuz izinlerin alınması bütünüyle KKTC tarafının yükümlülüğündeydi ama hiçbiri yerine getirilmedi.

Üstelik bu protokolün yasallaşması için gerekli olan yasa tasarısı ise ancak 27 Ocak 2021’de Meclis’ten geçti ve 8 Şubat 2021 tarihli Resmi Gazete’de ilan edilerek yürürlüğe girdi. İş bitti; istim arkadan geldi!

Fuat Oktay’ın ziyareti gündeme gelmemiş olsaydı, bu yasanın geçirilip yürürlüğe sokulacağından kimsemiz emin olamayız.

KKTC NE OLACAK?

Fuat Bey haklıdır… “Türkiye için ne yapıyorsak, aynı bilgi, beceri ve tüm tecrübeyi buraya da aktarma kararlığındayız” demesi yetmez; bunun için yöntem geliştirmesi ve “yakından takip etmesi” de gerekir. Bu takibin yapılması, KKTC için düşünülen şeylerin hayata geçirilmesi ve Türkiye’den sağlanan kaynağın heba olmaması için bir zorunluluktur.

Bunun için yeni organizasyonlar da gündeme gelecek mi bilmiyorum. “Metod” dediğiniz şey kendi kendine işlemez; bir de mekanizması olması gerekir. Bu mekanizma KKTC olacaksa, ona “alt yönetim” sıfatını yapıştırmak için gerekçe arayanlar bayram edecek demektir. Her şey olup bitecek; KKTC göstermelik olarak arkasını toplayacaktır. Acil Durum Hastanesi’nde olduğu gibi… Toplanması gereken şeylerin yarıdan fazlası da döküm-saçım kalacaktır.

Belki güzel şeyler de olacaktır ama kimse buna, “devletimiz yaptı” demeyecektir!

Benim içinse asıl sorun, Türkiye’de karar verilen, icrası ve takibi için yeni metod geliştirilen işlerin hayata geçmesi için, adına ister “alt yönetim”; isterse Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti denilsin ayrı bir devlet mekanizmasına gerek olup olmadığıdır.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti dediğimiz mekanizma, epey masraflıdır. Bize ve Türkiye’ye yılda 10 milyar TL’ye mal olmakta, bu kaynağın % 85’i ise boşa harcanmaktadır. Kuzey Kıbrıs’ta “iyi” veya “kötü” şeyler yapmak için, sırf adında “devlet” kelimesi geçiyor diye, böyle bir mekanizmaya ve masrafa gerek var mı?

“İki devletçilere” de, “tek devletçilere” de sorulur!

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz