CTP’DE SULAR GÖRÜNDÜĞÜ KADAR “DURGUN” DEĞİL!

"İNANÇLI CTP'LİLERİN" ERHÜMAN'DAN HOŞNUTSUZ OLDUĞU GÖZLEMLENİRKEN BU HOŞNUTSUZLUĞUN SEÇİMLERE KADAR NASIL BİR HAL ALACAĞININ DA DİKKATLE İZLENMESİ GEREKECEK

0
blank

Seçim yıllarına yaklaştığımızdan mıdır bilmiyorum; partilerde hareketlenmeler var… Parti sözcülerini programlarına çıkaran gazeteciler de parti içi yarışlara ilgilerini artırmış görünüyorlar. Bu yöndeki sorulara verilen yanıtlar, ilginin partilerdeki iç durum üzerinde yoğunlaşmasına neden oluyor.

UBP’de durum malum; yakında kurultay var. UBP’de, “Türkiye kime destek verecek?” sorusunun yanıtının çok etkili olduğu da malum… Bu desteğin Başbakan Üstel’den yana olduğu ve devam edeceği görülüyor. YDP ve DP’deki gelişmeler ise bir “çekişme” halini aldı; dizi film gibi izliyoruz!

Cumhuriyetçi Türk Partisi’nde neler olduğu üzerinde pek fazla durulmuyor; alışkanlığımız budur. Ama yeni “güncellemeler” ortalıkta dolanmaya başladı. Genel Başkan Erhüman’ın Cumhurbaşkanı adayı olacağının ve yeni dönemde genel başkanlığa aday olamayacağının bilinmesi, “kim başkan olacak” sorusunun kamuoyunun gündemine yerleşmesine yol açıyor. Oysa CTP ile ilgili KKTC halkının genelini ilgilendiren daha önemli bir soru var: Erhürman Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanabilecek mi? CTP’liler Erhürman’ın arkasında duracaklar mı?

blank
CTP ÜYELERİ, ESKİDEN FARKLI OLARAK, PARTİ YÖNETİMİNE İLETMEK İSTEDİKLERİ MESAJLARI SOSYAL MEDYA ÜZERİNDEN İLETMEKTE BİR SAKINCA GÖRMEMEYE DE BAŞLADILAR.
…………………………………………………………………………

Erhürman’ın Cumhurbaşkanlığı seçimine hazırlık olması bakımından çeşitli “manevralar” yaptığı ama bunun bazı CTP’li odaklar tarafından tepki ile karşılandığı haberleri geliyor.  Geçitkale Havaalanı’nın Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı’na devrine karşı çıkmaması; Karpaz sahillerinde deniz üssü yapma girişimlerine karşı sessiz kalması konular CTP kulislerinin başlıca konusu olmuş gibidir. Erhürman’ın Kıbrıs sorunu ile ilgili demeçlerinde “Türkiye karşıtlığı” gibi algılanacak ifadelerden ısrarla kaçınması ve Genel Sekreter Akansoy’un Kıbrıs sorunu ile ilgili demeçlerinin oldukça yaygınlaşması da Erhürman’ın “manevrasının” belirtileri olarak değerlendiriliyor. Bazı CTP ileri gelenleri, yeniden seçilmek için çalışmalarına başlamış olan AKEL Avrupa Parlamentosu Üyesi Niyazi Kızılyürek’in kampanyasında görünürken Erhürman oralara uğramıyor bile… Bunlar gibi daha pek çok konu sorun olmaya devam edecek gibi görünüyor.

CTP kitlesinin genelini hala daha “inancına sadık insanlar” oluşturuyor. Onlar, kendi inançlarına göre oy vermeye alıştılar. Erhürman’ın adaylığını daha etkili hale getirmek için “Türkiye hükümetinin tutumunu eleştirmekten kaçınması” onlar için büyük bir sorundur.

Erhürman’ın tutumunu ciddi şekilde destekleyenlerin varlığı da göz ardı edilemez tabii… Sonuçta Türkiye’nin 2025 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerine müdahalesini sınırlamak ve Tatar’ın tutumundan memnun olmayan sağ çevrelerin bile oyunu almak üstüne kurulu bir hesabınızın olması gerekiyor. Seçmen tabanını genişletmek böyle bir şeydir. Bu seçmen tabanının bütün oyunu alamayacak olsanız bile hedef kitlenizi genişletmek önemli bir seçim stratejisidir.

Kıbrıs sorununda yaşananlar da Erhürman’ın işini kolaylaştıracak gibi görünüyor. Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kıbrıs sorununda “yeni bir esneklik” gösterme ihtiyacı, seçimlerde tarafsız kalarak Erhürman’ın seçilmesine olanak vermek ve sonuçta “Kıbrıs Türk seçmenlerinin iradesine hürmet ederek müzakereleri başlattık” demek şeklinde tecelli edebilir. Bu olasılığa şans verecek bir tutum içinde olmak akıl kârı değil midir?

Peki ama, kendi siyasi tutumunu hayata geçirmeye her şeyden çok önem veren önemli sayıda CTP’li için bunların bir önemi var mı? Yoksa onlar için asıl gerekli olan şey, siyasi taktikler peşinde koşmadan doğru bildiğini söylemek ve buna uygun adaya destek vererek kendi “saf siyasi tutumlarını” dünya aleme göstermek midir?

“Canım, politika böyle olmaz ki! Seçim başarısı elde etmek isteyenler elbette bazı manevralar yapmak veya siyasi taktiklere başvurmak zorundadırlar” diyeceklere ne yazık ki, geçmişi hatırlatmak zorundayım: 2015 seçimlerinde Sibel Siber 24 bin kadar oy alırken 29 bin oy alan ve ikinci tura kalan Mustafa Akıncı, 2020 yılında yine 24 bin oyda kalan Tufan Erhürman ile arasındaki farkı açarak 33 bin oya kadar çıkmıştı. Bu oy farkları, daha sonra yaşanan milletvekilliği seçimlerinde CTP lehine büyük değişimler gösterdiğine göre Siber ve Erhürman’ın 24 bin oyda takılıp kalmalarını elbette bir şekilde izah etmemiz gerekiyor değil mi?

Bu farklılık “inançlı CTP’lilerin tutumunu” yansıtıyor ve Erhürman’ın siyasi tutumundan memnuniyetsizlik bir şekilde ifade ediliyorsa, ortada dikkate alınması gereken ciddi bir sorun var demektir!

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz