BU KRİZDEN DE Mİ “DEMOKRASİ” ÇIKMAYACAK?

0
blank

Partisinin başına %60 oy çoğunluğu ile seçilen, Ocak ayındaki erken genel seçimlerden %40’a yakın oy ve 24 milletvekili ile birinci partinin başkanı olarak çıkaran Faiz Sucuoğlu’nun başbakan olması engelleniyor.

Kimin engellediğini net olarak biliyoruz: Ankara’daki otorite…

Sucuoğlu ile 2020’deki UBP kurultayından kalma bir hesaplaşma içindedirler. “Olma” demişlerdi ama O, olmaya kalkıştı!

Bu karmaşanın sonunda Türkiye’dekine benzer bir “tek adam rejimi” yaratmak arzusunu da kimse gizlemiyor artık. Böylece, otoritenin istekleri için cansiperane mücadele edecek bir “başkan” seçtirmek dışında başka bir dertleri kalmayacak. Bu hedefe ulaşabilmek için KKTC’de daha büyük bir karmaşaya ve kamu yönetiminin tam olarak çökmesine ihtiyaç varsa elbette o da sağlanacak.

KRİZE KARŞI MÜCADELE

Eğer durum böyleyse, bizim de “krizden” değil, bir “mücadeleden” söz etmemiz gerekiyor. Birileri kendi hedefleri için bir “harekat planı” yapmış ve uygulamaktadır. Bundan hoşlanmayanların da bir “mukavemet planına” sahip olması ve hareketlerini bu plana göre sürdürmesi gerekiyor.

KKTC’de kaos yaratarak tek adam rejimi ihdas etme planına mukavemet etmek isteyenlerin sığınacakları başlıca mevzi “demokrasidir”. Demokrasilerde ise seçim esastır ama yeterli değildir. Bunun dışında akıl ve bilgi yoluyla üretilen görüşlere bağlılık; anayasal haklara sadakat; azınlıkta olanların ve bireylerin temel hak ve özgürlüklerinin korunması da zorunludur. KKTC’de bunların hiçbiri yoktur. Bunları gözetmeye çalışanlara ise iyi gözle bakılmamaktadır.

İşte tam da bu nedenle, “demokrasimize müdahale ediliyor” diye feryat ediyoruz ama buna karşı bir mücadele veya “mukavemet” hareketi oluşturamıyoruz.

KRİZDEN FIRSAT ÇIKARMAK

Gelişmeleri şöyle bir gözden geçirelim isterseniz…

Ulusal Birlik Partisi, genel başkanına sahip çıkma konusunda isteksizdir… Bu krizi parti içi demokrasiye sahip çıkma konusunda bir fırsat olarak görmek yerine, Faiz Sucuoğlu’nun yerine başbakan olmak için değerlendirmeye çalışanlar ön plandadır. Parti tabanının başkan olması için oy verdikleri Sucuoğlu’na sahip çıkacağını da sanmıyorum. Onların çok büyük bir ekseriyeti, kamu kaynaklarından alacakları paycıkların peşindedir.

blank

Muhalefet liderleri için bu kriz, “yeniden seçime gitmek ve KKTC Meclisi’nde daha çok sandalyeye sahip olmak” için bir fırsattır. Onlar da bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirmek peşindedirler. Sorunların UBP’den kaynaklandığını vurgulayıp durmaktadırlar.

Demokrasimiz yoktu ki korumak için mücadele edelim. Biz siyasi liderlerimiz, bu krizden kendileri için bir pay koparmak telaşındadırlar.

DEMOKRASİ FIRSATI

Bu krizi demokrasimizi geliştirmek için bir fırsat olarak kullanmak istiyorsak hem “şekil”; hem de “öz” itibariyle yapmamız gereken şeyler vardır:

  1. Anayasal hak ve özgürlükleri korumamız gerekiyor. Sucuoğlu’nun hakkını Sucuoğlu’na, vatandaşın hakkını vatandaşa… Sucuoğlu başbakan olacaksa, Haziran’da da yerel seçim olacak. Devlet kurumları ve görevlileri, her gün, vatandaşların yasal haklarını karşılamak için çalışacak.
  2. Demokrasimiz olacaksa, finansmanını da biz sağlayacağız. Vergi toplanacaksa, ortak hizmetlerin yürütülebilmesi için toplanacak. Yurttaşlar rehin alınıp soyulmayacak; kimimiz çalışırken, kimimiz yatmayacak.

Oysa bizim, bu krizi demokratik bir toplum yaratmak için bir fırsat olarak kullanmaya hiç ama hiç niyetimiz yoktur. Zaten bunları konuşanlarımızın sayısı da oldukça azdır. Belki de tam da bu nedenle zorlamaya hiç ama hiç gerek yoktur: Nasıl olmasa bu krizden de demokrasi için bir fırsat doğmayacaktır!

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz