ANTALYA DİPLOMASİ FORUMU, KURUMSALCILIK TEORİSİ VE UKRAYNA-RUSYA ÇATIŞMASI

0
blank

Dr. Mustafa Erçakıca / Hukukçu, akademisyen.

E-mail: m_ercakica@hotmail.com

11-13 Mart 2022 tarihleri arasında gerçekleşen ve dünyanın ilgisini çekmeyi başarmış olan Antalya Diplomasi Forumu’nun en önemli tartışma konularından biri de uluslararası alanda kurumsallaşma idi. 11 Mart 2022 günkü oturumlarından birisi Institutions başlığını taşıyordu. Bu oturumda genel olarak uluslararası alanda ihtiyaç duyduğumuz uluslararası kurumların eksikliğinin altı çizildi.

Demokratik Kongo Cumhuriyeti Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Christophe Lutundula Apala PenApala yapmış olduğu konuşmasında küresel adaletin öneminden bahsederken, adaletin gereğinin sağlanmasının en önemli araçlarından birisi olan yaptırımın üzerinde çok durdu. Pen’Apala, küresel adalete ulaşmak için uluslararası alanda da yaptırımların gerekliliğinden bahsederken, yaptırımı uygulayacak güçlü uluslararası kurumlara olan ihtiyacı vurguladı.

Uluslararası hukukun ihlali sonucu uygulanması gereken yaptırımlara, uluslararası alanda bu anlamda var olan kurumsallaşma sorununa ve bunların adaletin sağlanmasıyla ilişkisine vurgu yapan tek konuşmacı Pen’Apala değildi. Libya Devleti Dışişleri Bakanı Najla Mangoush kendi ülkesinde yaşananlardan da örnekler vererek, özellikle çatışma bağlantılı konularda adaletin sağlanmasının çatışmaların devamının engellenmesi açısından elzem olduğunu vurguladı. Mangoush, ihlalci taraflara yaptırım uygulanmasının çatışan taraflar arasında intikam alma hissini ortadan kaldıracağını, bunun da çatışmaların devamını engelleyeceğini belirtti.

Birleşmiş Milletler’in Somali’deki barış gücü misyonu UNSOM (United Nations Assistance Mission in Somalia)’un başı olan James Swan hala intihar saldırılarıyla sarsılan ve ülkede çeşitli gerginliklerin barışa ulaşılmasını engellediği Somali’deki halkın adalet ihtiyacı içinde olduğunu belirtti. Swan, çatışma bağlantılı durumlarda bireylerin uluslararası kurumlara ve bu kurumların çatışmalardan zarar görenler için çaba sarf etmelerine ne kadar muhtaç olduklarını hatırlattı.

blank
GUTERRES GELEMEDİ: BM GENEL SEKRETERİ RUSYA-UKRAYNA ÇATIŞMASI NEDENİYLE KONUŞMASINI ÇEVRİM İÇİ OLARAK GERÇEKLEŞTİRDİ

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in konuşmasında uluslararası alanda yeni kurumlara duyulan ihtiyaca yaptığı vurgu, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in küresel barış ve güvenliği tehdit eden Ukrayna-Rusya çatışmaları nedeniyle toplantıya gelemediğini belirtmesi, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaşanan çatışmaların uluslararası barış ve güvenlik için büyük riskler taşıdığına önemle değinmesi de bizlere herkesin aslında Ukrayna-Rusya arasındaki çatışmalardan ne kadar endişe duyduğunu göstermiştir. Ukrayna-Rusya krizi bize bir kere daha zaman zaman bir hukuk dalı olup olmadığı tartışılacak kadar ileri düzeyde eleştirilerin hedefi olan uluslararası hukuka riayetin ne kadar önemli olduğunu kanıtlamıştır. Uluslararası hukuk normlarına riayeti sağlamada ve yaptırımlar uygulamada uluslararası kurumların kurulmasının ve güçlü yapılarının olmasının önemi bir kere daha ortaya çıkmıştır. Böyle durumlarda çıkış yolunun uluslararası hukukta ve yeni kurulacak uluslararası kurumlarda aranması aslında uluslararası hukukta yeni tartışılan bir konu değildir. Unutulmamalıdır ki Birleşmiş Milletler de, Avrupa Konseyi de, Avrupa Birliği de, İkinci Dünya Savaşı’nın yaşattığı acılar sonucu oluşturulmuştur. Bunların yaratılmasındaki temel amaç, çatışmaların yeniden yaşanmasının engellenmesidir.

Adaletin gereği, hukuku ihlal eden taraflara ve süjelere mağdurları tatmin edici yaptırımların da uygulanmasıdır. Yaptırım uygulamak ise, hem ulusal, hem de uluslararası alanda, güçlü ve bağımsız kurumların olmasıyla mümkündür. Hukuki sorunlar söz konusu olduğunda, hukuk kurallarının uygulanmasını denetleyecek ve gerektiğinde yaptırım da uygulayacak olan kurumların önemi ortaya çıkmaktadır. Antalya Diplomasi Forumu’nda silahlı çatışmalara ilişkin uluslararası hukuk kurallarıyla yakından ilgili çalışmalar yapan Uluslararası Kızılhaç Komitesi Başkanı Peter Maurer de, silahlı çatışmaya ilişkin uluslararası hukuk kurallarının uygulanmasının ve bunlara riayetin önemine vurgu yapmıştır. Oysa kimi zaman temel sorun uygulanacak hukuk kurallarının olmaması değildir; birçok siyasi figürün ve uluslararası örgüt görevlisinin Antalya Diplomasi Forumu’nda da değindiği gibi, bu kuralları uygulayacak, denetleyecek ve gerektiğinde yaptırım uygulayacak kurumların olmamasıdır.

Türkçe’ye kurumsalcılık teorisi olarak çevrilebilecek institutionalism teorisi, uluslararası hukuka devletlerin riayetini arttırmanın yolunun, daha fazla uluslararası kurumlar yaratmaktan geçtiğini ifade etmektedir. Uluslararası hukuka riayetin problemli olduğu alanlarda, söz konusu bu alanlara ilişkin uluslararası hukuk kurallarına ilişkin uygulamaları gözetleme mekanizmalarının geliştirilmemiş olması sorununa işaret edilmektedir. Kurumsalcılık teorisine göre, uluslararası alanda işbirliği yapılıp, uluslararası hukuk kurallarına riayet edilebilmesi, ancak uluslararası kurumların kurulmasıyla mümkündür. Uluslararası alanda güçlü ve bağımsız kurumlara sahip olmanın bazı avantajları da vardır: Uluslararası kurumlar uluslararası sorunlarla mücadelede ekonomi yapılmasını da beraberinde getirmektedir. Kurumlar sayesinde gerekli harcamalar tek elden ve koordineli bir şekilde yapıldığı için uluslararası topluma daha az bir mali yük yüklenecektir. Uluslararası hukuku kurumlar aracılığıyla uygulamanın bir diğer olumlu yanı da, ihlalcilerin cezalandırılmasının bu şekilde daha kolay sağlanacak olmasıdır.

Kurumsallaşma, devletler arasında her gün tekrar eden bir oyun alanı yaratmaktadır. Game zone da denilen bu oyun alanı, devletlerin arasındaki karşılıklı etkileşimi arttırmakta, onları hukuka riayet etmeye itmektedir. Bunun nedeni, devletlerin çıkarlarını ve repütasyonlarını koruma amacı içinde olmasıdır. Devletler, hem çıkarlarını, hem de repütasyonlarını korumak için, uluslararası kurumlar aracılığıyla yaratılan, düzgün işleyen ve prestijli olan bu oyun alanında var olmak ve onun bir parçası olarak var olmaya devam etmek isteyeceklerdir. Kurumların yaratacağı oyun alanının bir parçası olmak ve bu alanın dışında kalmamak isteyen devletler, burada geçerli olan kurallara riayet edecektir. Bu sayede ise devletlerin (ve diğer uluslararası aktörlerin) uluslararası hukuka uymaya ilişkin motivasyonları artacak, bu durum da uluslararası alanda bir işbirliği sistemi yaratacaktır.

Uluslararası hukuka ilişkin olarak henüz çok sayıda ve çok etkin faaliyette bulunan kurumsal mekanizmaların bulunmaması, sadece silahlı çatışmalara ilişkin uluslararası hukuk kurallarına değil, diğer bütün uluslararası hukuk kurallarına riayeti de olumsuz etkileyen unsurlardan birisidir. Kurumsalcı yaklaşıma göre, uluslararası hukuka riayeti arttırmanın en önemli şartı, uluslararası hukuku tıpkı ulusal hukuk benzeri kurumlara kavuşturmak ve bu alanda yaptırım uygulanmasını sağlamaktır. Çünkü buradaki en önemli sorun, uluslararası andlaşmalarla getirilen düzenlemelerin denetimini sağlayacak ve bunların ihlal edildiği durumlarda gerekli yaptırımları uygulayacak uluslararası kurumların sayısının az, var olanların etkinliğinin de sorgulanabilir olmasıdır.

Antalya Diplomasi Forumu’nun genelinde uluslararası hukuka ve uluslararası düzeni korumanın önemine yapılan vurgunun, Ukrayna-Rusya çatışmasının insanlık üzerinde yarattığı tedirginliğin, Doğu Akdeniz’deki uyuşmazlığın, bazı coğrafyalara hakim olan istikrarsızlığın bir de uluslararası alanda kurumlaşmaya gidilerek çözülmesi ciddi şekilde düşünülmelidir. Bütün dünya için bu kurumsallaşmanın önemi ortadadır. İnsani sorunlara ve insani krizlere Avrupa ile olan bağı ölçüsünde ilgi gösteren Avrupa merkezli anlayışın da buna acilen önem vermesi gerekmektedir. Balkanlarda 1990’larda yaşanan krizin ardından günümüze kadar olan süreçte uluslararası sorunlar esas olarak Avrupa’ya uzak olan coğrafyalar açısından sakıncalar doğurmaktaydı; fakat günümüzde Ukrayna-Rusya çatışmasının da gösterdiği gibi, Avrupa’nın uluslararası gerginliklerden etkilenmeme dokunulmazlığı(!) ortadan kalkmıştır. Antalya Diplomasi Forumu’nda konuşma yapan Ukrayna Başbakanı Denys Shmyhal’ın konuşmasında uluslararası toplumdan ısrarla yardım talep etmesi de bu sefer tehdidin Avrupa için de geçerli olduğunu doğrulamaktadır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz