spot_img
18.9 C
Lefkoşa
spot_img

TÜRKİYE’NİN KATKILARI ÖNGÖRÜLENİN %12’SİNDE KALDI!

TV2020’de Hasan Erçakıca’nın sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Mustafa Besim, kamu maliyesideki açıkların büyük boyutlara ulaştığını ve durumun “çok kötü” olduğunu vurguldı. Prof. Besim, Türkiye katkılarının da öngörüldüğü şekilde gerçekleşmediğini belirterek, devletin ekonominin daraldığı dönemlerde ekonomiye “enjeksiyon yapması” gerekiğini ancak KKTC’nin bu olanaktan da yoksun olduğunu anımsattı.

Bu konuların Türkiye ile “oturulup konuşulması” gerektiğinin altını çizen Besim, şunları söyledi:

“Bir milyar gibi bir açık görülüyor ve bunu biz kendi kaynaklarımızla ödememiz gerekecek. İşin daha da kötüleşen tarafı Türkiye’den sağlanacak kredi ve hibelerin daha %12’sindeyiz. Yani 300 küsur milyon liralık bir destek var. Bunun 100 milyon TL’si kamu açığına kredidir. 200 küsur milyonu da savunmaya, askeriyeye harcanan bir paradır.”

“Bütün Dünya örneklerinde gördüğümüz gibi ekonominin daraldığı dönemlerde ekonomiye pozitif bir enjeksiyon görüyoruz. Bizim bu enjeksiyonu yapabilme kapasitemiz de bütçe iledir. Ve bu bütçenin de imkanları aslında büyük ölçüde Türkiye’den sağlanacak yardım ve kredilere bağlıdır. Kendi gelirlerimizin şu anda % 30 civarındayız, hedefimizin bile gerisindeyiz. Ne yazık ki!”

“Maaşları ödeyeyim, Türkiye de verdiği sürece alt yapıları birazcık yapayım. Ne yazık ki turizm açılımını da tam beceremedik. Hükümetin belki de bir beklentisi vardı ki yazda bir açılım olacak ve gelirlerde artacak gibi ama çok da öyle olmadı. Durum hiç de iyi değil! Umarım Fuat Oktay’ın ziyaretleri bu rakamları ortaya koyarak değerlendirmişlerdir. Çünkü bu rakamlar bizi bir yere götüremez.”

“Devletin sadece memurunu ödemesiyle bu iş olmuyor. Bizim finans sektörümüz mevduatlara bağlıdır. Sendikasyon kredileri yoktur. Mevduatlar da mudilerin parasıdır. Merkez Bankası da kredi verirken bankadaki paralardan veriliyor. Bankalar Türkiye ile anlaşma yaptınız mı diye bakar. Bu anlaşma nasıl gidiyor? Akım var mı? Çünkü bizim için en önemli eşik; mali ve işbirliği protokolüdür. Eğer o eşik iyi gitmiyorsa, bu faizlere de, kredi vermeye, işsiz kalmaya kadar gidecektir.”

“Bizim bankacılık sektörü önünü göremiyor. Göremediği için de kalıcı bir faiz oranı veremem diyor. Ve bu giderek artıyor. Bizim bu ekonomiye daha fazla para bulmamız lazımdır. Bu alt yapı ile ve buradaki müteahitlerin ve iş insanlarının da daha fazla iş yapması ile olur. Esnaf ve zanaatkarların iş yapması için turizm bağlamında bir şeyler yapmamız lazımdır. Hala daha geç değildir.”

“Aksi takdirde, ekonominin kapasitesini biz çok düşürdük. Şu anda yüzde ellilerdeyiz. Ve bu da devletin gelir yaratma kapasitesini de doğal olarak azaltacaktır. Bu azalma doğal olarak her şeyi etkileyecektir.”

“Bizim diğer bir dezavantajımız enflasyondur. Hem ekonomi büyümüyor, hem de fiyatlar artıyor. Bu tam bir paradokstur. Son aylarda demir ve kereste fiyatlarının artışı dünyada küresel düzlemde olan bir olgu olduğu için ona bir şey yapamayız.”

“Bir yılda gıda enflasyonu % 20.36… Gıda, lüx değil. Ulaştırma %34, mobilya %37, sağlık harcamaları %30 arttı. Ana kalemlerdeki bu artış, gerçek anlamda özellikle orta sınıfı büyük şekilde etkileyecektir. Bu durum şimdi,  gelir dağılımı sorununa yüz tutuyor.”

“Devlettekilerin, hükümetleri bunlara biraz yoğunlaşmalarını bekliyorum. Orta direk ülkenin bel kemiğidir.”

“Fiber optiğimiz yok, haberleşemiyoruz. Güvenirliği, sürdürülebilirliği, verimliliği artık arttırma konusunda hem kendimizin sorunları var; hem de dıştan bize olumsuz olarak  bir şok devamlı vuruyor.  Türkiye bize destek veriyor. Ama bu desteği biz alırken cebimizde ki para da her gün değerini yitiriyor. Bunları konuşup bunlarla ilgili politika geliştirmemiz lazımdır. Biz çok küçüğüz, çok kırılganız. Yol kesmiyoruz.”

İLGİLİ HABERLER

Bizi takip edin

3,234TakipçilerTakip Et
5,673TakipçilerTakip Et

SON HABERLER